FİRMANDEX'E HOŞGELDİNİZ!

Türkler en çok yerli film izliyor

Son 10 yılda, Türkiye’de gösterime giren filmler ve izleyici sayısı ile elde edilen hasılatlarda büyük artış yaşandı. Türkiye’de 2006 yılında yaklaşık 34 milyon 867 bin kişi sinemaya giderken, 2016’da izleyici sayısı yaklaşık 57 milyon 800 bine ulaştı. Filmlerden elde edilen hasılat ise 2006’da yaklaşık 243 milyon 265 bin lirayken, 2016’da yaklaşık 686 milyon 160 bin lira oldu.

Türkler en çok yerli film izliyor

Sinemaseverlerin son 10 yılda izlemeyi en çok tercih ettiği filmler yerli yapımlar oldu. Box Office Türkiye’den derlenen bilgilere göre, Türkiye’de gösterime giren filmler ve izleyici sayısı ile elde edilen hasılatlarda, son 10 yılda büyük artış yaşandı. Türkiye’de 2006 yılında yaklaşık 34 milyon 867 bin kişi sinemaya giderken, 2016’da izleyici sayısı yaklaşık 57 milyon 800 bine ulaştı. Filmlerden elde edilen hasılat ise 2006’da yaklaşık 243 milyon 265 bin lirayken, 2016’da yaklaşık 686 milyon 160 bin lira oldu.

Bu yıl en çok izlenen filmlere bakıldığında, ilk 5 sıraya yerli yapımlar yerleşti. Prodüksiyonu ve hikayesiyle yılın çok konuşulan filmleri arasında yer alan Alper Çağlar’ın yönettiği “Dağ 2”, yaklaşık 2 milyon 800 bin kişi tarafından izlenirken, 31 milyon 120 bin liralık hasılatıyla birinci sıraya yerleşti.

Geçen yıl ilk 10 sıralamasında 8 yerli film dikkati çekerken, listenin başında, Ahmet Kural ve Murat Cemcir’in başrolünü paylaştığı “Düğün Dernek 2: Sünnet” filmi yer aldı. Yaklaşık 6 milyon 72 bin kişi tarafından izlenen yapım, 69 milyon 417 bin liralık hasılat elde etti.

Son 10 yılın yerli film istatistikleri


Rekor, Recep İvedik 4 ‘te

Türkiye’de tüm zamanların en çok izlenen Türk filmi “Recep İvedik 4″ün birinci sıraya yerleştiği 2014’te ise ilk 10’un tamamında yerli filmler yer buldu. Şahan Gökbakar’ın başrolünde yer aldığı film, 7 milyon 369 bin 98 sinema izleyicisine ve 72 milyon 103 bin 217 lira hasılata ulaştı.

İlk 10 filmin tamamının yine yerli filmlerden oluştuğu 2013’te de Ahmet Kural ve Murat Cemcir’in başrolünü paylaştığı “Düğün Dernek”, birinci sırada yer aldı. Yaklaşık 6 milyon 980 bin kişi tarafından izlenen film, tüm zamanların en çok izlenen Türk filmlerinden biri oldu.

Yerli yapımların ilk 3 sıraya yerleştiği 2012’de, zirveye Faruk Aksoy’un yönetmenliğini üstlendiği “Fetih 1453” filmi oturdu. İstanbul’un fethini konu alan ve görsel efektleriyle dikkati çeken yapım, 6 milyon 572 bin 618 izleyiciyle yaklaşık 55 milyon 745 bin lira hasılat elde etti.

“Kurtlar Vadisi: Irak” filminin zirvede yer aldığı 2006’dan sonra, 2007’de “Beyaz Melek”, 2008’de “Recep İvedik”, 2009’da “Recep İvedik 2”, 2010’da “New York’ta Beş Minare” ve 2011’de “Eyyvah Eyvah 2” en çok izlenen filmler oldu.

Türkiye’de 2006’da yerli ve yabancı toplam 420 film vizyona girerken, bu yıl 527 film beyaz perdede izleyiciyle buluştu.

Assassin’s Creed girişi zirveden yaptı

Gişenin zirvesindeki isim değişti. Görümce liderliği oyun uyarlaması Assassin’s Creed’e bıraktı. Assassin’s Creed bu hafta sonunda 195 bin 667 biletle zirveye oturdu. Onu Gupse Özay’ın Görümce’si takip etti. Film bu hafta sonu 156 bin 242 biletle ikinci sırada yer aldı Görümce’nin toplam gişesi ise 1 milyon 548 bin 723.Bu hafta gösterime giren Dönerse Senindir ise ilk hafta sonunda 142 bin 352 biletle listeye üçüncü sıradan giriş yaptı. Dağ 2 de ilk beşte yer almaya devam ediyor. Film bu hafta sonu 121 bin 679 biletle dördüncü sırada. Rogue One: A Star Wars Story ise 68 bin 796 biletle beşinci sırada. Çin Seddi’nden iddialı giriş İşte FETÖ’nün çektiği fimler Robert De Niro 40 yaş gençleşecek

Yılın en çok izlenen filmi: Dağ 2

Özel Kuvvetler’in katıldığı sınır ötesi bir operasyonu anlatan “Dağ 2” filmi, 2 milyon 794 bin 288 kişi tarafından seyredildi.Box Office Türkiye’den alınan bilgilere göre, Alper Çağlar’ın senaryosunu yazıp yönettiği film, vizyona girdiği 4 Kasım’dan itibaren sinemaseverlerin yoğun ilgisiyle karşılaşarak, 2016’nın en çok izlenen yapımı oldu.Filmin kazandığı başarıya ilişkin açıklamada bulunan Çağlar, 3 milyon biletli seyirci rakamını görecek olmanın büyük bir mutluluk ve onur olduğunu belirterek, “Çünkü bu film için engebeli yollara çıkmamızdan bu yana ekip olarak çok büyük emek ve özveriyle çalıştık. Hikayenin seyircide, işini ciddiye alan eleştirmenlerde ve göz bebeğimiz Türk Silahlı Kuvvetleri personelinde beğeni ve talep olarak karşılık bulması bizim için büyük mutluluk” ifadelerini kullandı.Alper Çağlar, bu başarının ileride yapacaklarının da teminatı olduğunu dile getirerek, “Bu filmi halkımız ve bir uzantısı olan 2 bin 200 yıllık tarihi fedakarlıklarla dolu Türk askeri için yaptık” dedi. Dağ filmleri serisini üçüncü film ile bitireceğine dikkati çeken Çağlar, şunları kaydetti:”Ancak yazdığım öykünün hırsı ve benim yeniden bu tarz bir filme enerji toplamam açısından, çekimlerinin başlangıcına en az 5 sene var. İlk iki filme yakışır, seyircilerimizin bize dair sadakatine ve sevgisine ve en önemlisi Türk Silahlı Kuvvetlerimize layık bir film olabilmeli. Bu devam filminden önce iki farklı projem daha olacak, o yüzden onca zaman boşa da geçmeyecek tabii ki. Filmlerin tutkusuna yakışan bir biçimde galasını 29 Ekim 2023’de yapmak istiyorum.””İlk defa askeriye tam manasıyla destek oldu”Filmin başrol oyuncularından Ufuk Bayraktar da izleyici sayısının 3 milyona dayandığına vurgu yaparak, “Hakikaten çok emek harcanarak, çok meşakkatle çekilmiş bir film oldu. Ayrıca ilk defa Türkiye’de askeriyenin tam manasıyla desteklediği bir film oldu.” değerlendirmesinde bulundu.Sinemaseverlerin zirveye taşıdığı filmde, Bayraktar’ın yanı sıra başrolleri Çağlar Ertuğrul, Ahu Türkpençe, Murat Serezli, Atılgan Gümüş, Murat Arkın, Ahmet Pınar, Armağan Oğuz, Emir Benderlioğlu, Açelya Özcan ve Bedii Akın paylaştı. Galeri: \”Dağ 2\” filmi için 3 ay askeri eğitim aldılarGörüntü yönetmenliğini Mehmet Başbaran’ın üstlendiği filmin konusu özetle şöyle:”Oğuz ve Bekir’in askerde yaşadıklarının üzerinden 6 sene geçmiştir. İlk filmde teröristlerin elinden kurtulmayı başaran iki arkadaş, yıllar sonra özel bir görev için Özel Kuvvetler 8. Muharebe Arama Kurtarma Timi’ne (MAK) katılır. Timin özel görevi ise Kuzey Irak’ta bir terör örgütü tarafından kaçırılan gazeteci Ceyda Balaban’ı kurtarmaktır ama bu sefer düşman geçmişteki gibi bir tane değildir. MAK’ın karşısında bu acımasız coğrafyada birbiriyle çatışan birden fazla kuvvet vardır ve işler bu sefer hiç olmadığı kadar zordur.”Filmin Facebook üzerinden yayımlanan ilk beş dakikasına ait görüntüler, 2 haftada yaklaşık 7 milyon kez görüntülenirken, 21 bin kişi tarafından paylaşıldı ve 164 bin kişi tarafından beğenildi.Bollywood’a ‘Türkçe’ söyletecek Assassin’s Creed girişi zirveden yaptı Çin Seddi’nden iddialı giriş

İşte FETÖ’nün çektiği fimler

15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı ön taslak raporunda FETÖ’nün sinemadaki yapılanması ve filmlerdeki subliminal mesajlara da yer verildi. FETÖ’nün 2009’dan itibaren 6 film çektiği, yaklaşık 7 milyon bilet satıldığı vurgulandı.Taslak rapor özetle şöyle:“Gülen cemaati, sinemada kendini göstermeye 2009 yılında başlamıştır. Sırasıyla Kelebek (2009), Eşrefpaşalılar (2010), Allah’ın Sadık Kulu: Barla (2011), Selam (2013), Birleşen Gönüller (2014), Selam: Bahara Yolculuk (2015) filmleri gösterime girmiştir. Bu filmler için yaklaşık 7 milyon bilet satılmıştır. Türkiye’de film başına düşen ortalama izleyici 100 bin civarındayken, bu 6 filmin gişe ortalamasının 1 milyonu aşması ve sinemaya mesafeli bir cemaatin bu rakamları yakalamış olması dikkat çekicidir. Mezkûr filmler, Türkiye’de yüzlerce salonda gösterilmiştir ki bunun bir film için kolay bir şey olmadığı sinema eleştirmenleri tarafından ifade edilmiştir.Subliminal mesajlarHürriyet’in haberine göre; Gülen cemaatinin sinema filmlerinde temel hikâye, hizmet hareketidir. Genellikle uzak illere veya ülkelere giden öğretmen, doktor veya imam üzerinden sıla özlemi, gurbet vurgusu, hizmet aşkı ve cemaat olabilmenin önemi vurgulanmıştır. Ancak bazı filmlerde bu hikâyeler üzerinden subliminal mesajlar verilmiştir.İlk film Kelebek’te, Mevlânâ’nın görüşlerinden etkilenmiş bir cemaatin yurtdışı faaliyetleri anlatılmıştır. Cemaat üyeleri Afganistan’da eğitim ve sağlık hizmetleri vermektedirler. ABD’yle yakın ilişkisi olan cemaatin, önemli hizmetlerinden biri de ABD’ye öğrenci göndermektir. Filmin ilginç yanlarından birisi, cemaat / tarikat üyelerinin terör konusunda eski ABD Başkanı Bush ile aynı fikirde olmalarıdır. Tek suçlu, El Kaide ve Taliban gibi örgütlerdir. ABD, masum ve mazlûmdur. Bu yönüyle film, Amerikancı ılımlı İslâm propagandası yapmaktadır. Dini filmlerde Peygamberimizin ismi dahi geçmiyorEşrefpaşalılar’da ise hikâyenin kahramanı, idealist bir imamdır. Film boyunca ‘hoca’ olarak anılır. Söz konusu ‘hoca’ camiye uğramayan mahalleliyi değiştirmeye çalışır. Filmdeki hocanın Fetullah Gülen’i temsil ettiğine dair ipuçları vardır. Filmin bir sahnesinde, ‘Başkalarının Günahına Ağlayan Adam’ kitabı gösterilir. Filmin sonundaki ‘Teşekkürler’ listesinin en başında yer alan ‘O’na’ ibaresinin Gülen’e bir atıf olduğu basında iddia edilmiştir. Kelebek ve Eşrefpaşalılar filmlerinde Hz. Muhammed’den (SAV) hiç bahsedilmemesi dikkat çekicidir.Bir hizmet hikâyesinden yola çıkan ‘Selam’ filminde, kilise, haç, Hıristiyan cenazesi görüntüleriyle diyalog mesajı verilmiştir.’Selam: Bahara Yolculuk’ filmi, hizmet için yurtdışına giden öğretmenleri konu almıştır.’Allah’ın Sadık Kulu: Barla’ filmi, Said-i Nursî’nin Barla’da geçen sürgün hayatını animasyon olarak anlatmıştır.’Birleşen Gönüller’ filminde ise 1944’te Batum’da başlayan ve Ahıska Türkleri’ne âit olan bir hikâyenin, 1942’de Kuzey Kafkasya’da yaşanmış olarak anlatılması dikkat çekicidir. Ahıska Türkleri’ne yapılan zulmün holokost filmine çevrilmesi ve Rus zulmünden bahsedilmemesini, hem İsrail’e hem Rusya’ya uzatılan zeytin dalı olarak görmek mümkündür.”Takibe aşırı duyarlılarRaporda, örgüt içindeki imamlarla askeri personel buluşmalarının hafta sonları kafe, lokanta, sinema, ev gibi yerlerde yapıldığı vurgulandı. Rraporda, imamların askeri personelle temas kurma şekilleri özetle şöyle sıralandı: “Buluşma yapılacak yere il içinden / il dışından geldikleri, buluşmaya gelenlerin 25-30 yaş aralığında, üniversite öğrencisi veya mezunu olduğu, kendilerine sol tandanslı şahısların görünümünü verdikleri, takibe karşı aşırı duyarlı oldukları, GSM kullanmadıkları, ankesörlü ve kontörlü telefonlardan irtibat kurdukları, kod isim kullandıkları, ‘ByLock’un deşifresiyle birlikte ‘Eagle’ adlı programın kullanılması talimatı verildiği, buluşmalardan sonra çoğunlukla aynı gün geri döndükleri şeklinde bilgiler elde edilmiştir.” ‘Doğru yapılan sinema hayır kapısı gibi’ Tapınakçıların Ayasofya’daki gizli simgeleri çözüldü

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ