FETÖ’den ‘Amiş ürünleri’ istismarı
ABD’de Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeleri, kurdukları “Natürlich” adlı süt ürünleri firmasında teknolojiyi kullanmayı reddeden ve doğal şekilde hayatlarını sürdüren Amişlerin ismini kullanarak ticaret yapıyor. Hristiyanlığın katı kuralları olan bir mezhepten gelen Amişler ise isimlerinin kullanılmasından rahatsız.

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in kaldığı “Altın Nesil” kampının aşçısı Murat Hokka’nın başkanlığını yaptığı süt ürünleri firması Natürlich, “Mudi Farm Export LLC” şirketine bağlı olarak faaliyet gösteriyor.
Şirketin internet sayfasında ne çiftlik ne de fabrikanın adresi ve resimleri bulunuyor. Natürlich’in internet sayfasında üretilen yoğurt ve peynirlerin “Lancaster ürünü” olduğu ve “Saylorsburg’da sevgiyle üretildiği” ifadesi yer alıyor.
Google haritasında Gülen’in kaldığı kampın yaklaşık 100 metre yakınında “Mudi Farm” adlı bir çiftlik bulunuyor ve çiftliğin içinde hayvanların otladığı görülüyor. Ancak bu çiftliğin “Mudi Farm Export LLC”ye ait olduğuna ilişkin bir iz yok. Çiftliğin girişinde bir posta kutusu bulunuyor ancak herhangi bir tabela yer almıyor.
Amişlerin yoğun yaşadığı Lancaster ile Mudi Farm’ın bulunduğu Saylorsburg arasında ise 150 kilometreden fazla mesafe var. İnternet sayfasındaki telefon numarasını arayan AA muhabirine cevap veren yetkili, fabrikalarının Lancaster’da olduğunu söyledi ancak ısrarlı sorulara rağmen adresi vermedi. Yetkili, Amiş ortakları bulunduğunu ve ürünlerin ortakları tarafından üretildiğini savundu.
İnternet sayfasında ise herhangi bir ortaklık yapısından bahsedilmiyor ve sadece Hokka’nın başkan olduğu bilgisi yer alıyor.
Kampın aşçısının şirketi
Firmanın internet sayfasında “Mudi Farm Export LLC”nin 2005’te Saylorsburg’ta kurulduğu, 2009-2013 yıllarında Türkiye, Suudi Arabistan ve Rusya’ya büyükbaş hayvan ihracatı yaptığı, 2016’da “Natürlich Amish Yogurt” ve “Natürlich Amish Artisanal Cheeses” markalarının kurulduğu anlatılıyor.
Sadece başkan olarak Hokka’nın isminin geçtiği sitede, “Başkanımız Murat Hokka’nın şef olarak edindiği tecrübeler lezzetimize katkı yapıyor.” ifadeleri yer alıyor.
Hokka, kapatılan Samanyolu TV’de geçen yıl yayınlanan bir programda “Altın Nesil” kampının aşçısı olarak açıklamalarda bulunmuştu. Hokka’nın FETÖ kampının hemen yakınında yaklaşık 350 bin dolar değerinde son derece lüks bir de evi bulunuyor.
Pensilvanya’da Mudi Farm adıyla faaliyet gösteren bir şirket daha bulunuyor: “Mudi Farm İnc”. Bu şirket ise Türkiye’de birçok FETÖ davasında yargılanan ve FETÖ’nün ikinci adamı olduğu belirtilen Cevdet Türkyolu’nun üzerine kayıtlı.
Gülen’in kaldığı kampın da yöneticisi olduğu belirtilen Türkyolu’nun kampın aşçısı ile resmiyette bir ortaklığı gözükmüyor ancak iki şirketin de “Mudi Farm” ile başlaması ortak olabilecekleri olasılığını gündeme getiriyor.
FETÖ elebaşı Gülen’in yeğeni Mebrüke ile evli olan Türkyolu’nun “Mudi Farm Inc” şirketinin herhangi bir internet adresi ve irtibat numarası bulunmuyor. Ne tür bir ticaret yaptığına ilişkin de bilgi yok.
Gayri menkul zengini “Uzun Cevdet”
Geçen yılın ağustos ayında Sakarya’da, FETÖ’nün darbe girişimiyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında FETÖ’nün ikinci adamı olduğu öne sürülen Türkyolu ve akrabalarının tüm mal varlıklarına el konulması kararı verilmişti.
Örgüt içinde “Uzun Cevdet” lakabıyla bilinen Türkyolu’nun Sakarya’da 24, İstanbul’da 11, İzmit’te 3 ve Ankara’da 1 olmak üzere dört şehirde 39 mülkünün bulunduğu tespit edildi.
Adliyeye sevk edilen 12 akrabasından 8’i tutuklanan Türkyolu’nun, ABD’nin New Jersey eyaletinde noterde hazırlanmış, Türkiye’deki mal varlığının yönetimi konusunda verdiği vekaletname, soruşturma kapsamında tutuklanan kardeşi Muharrem Türkyolu’nun evinde yapılan aramada bulunmuştu.
Fetullah Gülen’in en mahrem sırlarını bildiği ileri sürülen Türkyolu’nun eşinin ve kızı Büşra Türkyolu’nun üzerine kayıtlı 3 ev, Saylorsburg’ta FETÖ kampının hemen yakınında bulunuyor.
Türkyolu ve kızının evinin hemen arka bölümünde ise FETÖ üyeleri tarafından işletilen “Gurbet Mezarlığı (Gurbet Cemetery)” var. Daha önce AA ekipleri tarafından haberi yapılan 2 bin kişilik mezarlıkta bazı yerlerin çubuklarla işaretlenerek hazırlık yapıldığı görülüyor.
FETÖ kampına yaklaşık 5 kilometre uzaklıktaki mezarlıkta AA ekibinin çekim yaptığı sırada arazinin yanında bulunan evden gizlice takip edilmesi dikkati çekti.
Türkyolu’nun örgütün illegal kasasını tuttuğu ve milyonlarca doları bulan kaynakları Gülen’in talimatları doğrultusunda çeşitli alanlarda ticari işlere yönlendirdiği ileri sürülüyor.
Amişler isimlerinin kullanılmasından rahatsız
ABD’nin başta Pennsylvania olmak üzere bazı orta batı eyaletlerde yaşayan Amişler, Hristiyanlığın katı kuralları olan bir mezhebinden geliyor.
Amişler doğal ve basit bir yaşamı benimseyerek elektrik, motorlu araçlar, telefon gibi teknolojik imkanları kullanmayı reddediyor.
Son dönemde bazı Amiş gruplarda bu kurallar esnetilse de Amişler doğal yaşamı benimsedikleri için ürettikleri tarım ve hayvancılık ürünlerine organik ve sağlıklı olduğu gerekçesiyle ciddi talep oluyor. Bu talebi değerlendirmek isteyen bazı firmalar da Amiş ürünü olmasa da ürünlerinde Amiş ismi kullanabiliyor.
Pensilvanya’nın Lancaster kentinde açıklama yapan Jack adlı Amiş, birçok firmanın izinsiz şekilde Amiş ismini kullanarak müşterileri kandırdığını söyledi.
Konuyla yeterince ilgilenemediklerini anlatan Jack, “Amiş isminin başkaları tarafından kullanılmasına üzülüyoruz ama bu bir telif hakkı konusu değil. Bunların peşinden de gitmiyoruz çünkü başkalarını dava etmek dinimize aykırı” dedi.
Çok farklı ürünlerde bu ismin izinsiz kullanıldığını ifade eden Jack, büyük bir gazetede “Amiş sobaları” reklamını gördüğünü, aslında reklamdaki sobaların Çin’den getirildiğini bildiklerini dile getirdi.
Bu şekildeki birçok “aptalca” ürüne gülüp geçtiklerini ve peşine düşmediklerini kaydeden Jack, “Ürünün Amiş olduğunu ancak üretim yerini görerek ya da öğrenerek anlayabilirsiniz ama bu da birçok kişi için neredeyse imkansız” ifadelerini kullandı.
‘FETÖ küresel bir terör örgütüdür’
Başbakan Binali Yıldırım Türkiye-Afrika Tarım Forumu’nda konuştu.Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:Son 10 yılda özellikle Afrika ile ilişkilerimizde ‘kazan-kazan’ esasını benimsedik. Afrika’ya önemli ölçüde ziyaretler gerçekleştirdik. Afrika’ya sadece kaynaklarını keşfedip onları almak için değil, Afrika’yı Afrika ile kalkındırmak için, proje üretmek için oralara gittik.Türkiye bugün dünyanın en büyük havalimanını yapıyor. Bu Türkiye’yi bir transfer merkezi, küresel buluşma merkezi haline getirecek.Yaptığımız bu toplantılar ilişkilerimizin geliştirilmesi için bir fırsat. Türkiye’nin ortaya koyduğu başarı sadece ulaştırmada, tarımda değil, topyekun kalkınmadadır. Kişi başı milli gelir 3 kat ihracat 4 kat artmıştır. Bu başarı sadece Türkiye’nin değil, bölgenin istikrarının başarısıdır.Bugün Türkiye bölgede yaşanan yönetim boşluğuna rağmen, terörle mücadelesini kararlı bir şekilde sürdürürken, diğer yandan evini barkını terkedip kaçan insanlara da evini açmıştır. Biz herşeyi dolar olarak görmüyoruz. Biz insanlığın her türlü menfaatin üzerinde olduğuna inanan toplumuz. Afrika ile ilişkilerimizi de karşılıklı kardeşlik güven esasına göre inşa ediyoruz.Türkiye sosyal sorumluluk projelerinde de Afrika’da TİKA Marifetiyle önemli hizmetler yapmaktadır. TİKA’nın Afrika’da 16 ofisi var. Devlet ve hükümet başkanlarına teşekkür ediyorum.Türkiye 15 Temmuz darbe girişimi yaşadı. Birçok Afrika ülkesi Türkiye’nin yanında yer aldı. Kendilerine teşekkür ediyoruz. FETÖ küresel bir terör örgütüdür, 160’dan fazla ülkede faaliyet gösteriyor, küresel bağlantıları olduğu biliniyor.Bu örgütün faaliyetlerine ülkelerinizde gereken tedbiri almakta gecikirseniz aynı tehditle siz de karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu terör örgütü uluslararası örgütlerle işbirliği içindedir. Biz istiyoruz ki ilişkilerimizi zehirleyen hiçbir unsur Afrika ülkeleriyle aramızda kalmasın. Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde sayın Cumhurbaşkanımız 54 Afrika ülkesinden 23’üne 39 ziyaret gerçekleştiren, dünya liderleri arasında Afrika’ya en fazla ziyaret yapan kişidir. Afrika’nın sorunlarına çözümü yine Afrikalıların kendisi bulacak. Afrika’nın yol göstericiye değil, yol arkadaşına ihtiyacı var. Türkiye bu süreçte Afrika’nın yanında olmaya devam edecektir. Ülkemizin de bu uzun yolda Afrika’dan öğreneceği çok şey olduğunu biliyoruz.Galeri: Türkiye-Afrika Tarım Forumu
‘Halkbank’ın arkasındayız’
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek 31 Mart itibariyle bireysel emeklilik fonlarında 65 milyarın üzerinde bir kaynağın söz konusu olduğunu belirtti. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, İstanbul Portföy’ün düzenlediği basın toplantısına katıldı. Şimşek burada yaptığı açıklamalarda bireysel emeklilikte gelinen son rakamları ortaya koydu.Şimşek, toplantının soru cevap bölümünde ise Halkbank’ın dava süreci ile ilgili gelen bir soruya “Halkbank devlet kontrollü bir bankadır. Biz bankamızın arkasındayız” şeklinde cevap verdi.“31 Mart itibariyle bireysel emeklilik fonlarında 65 milyarın üzerinde bir kaynak söz konusu”Sermaye piyasalarının derin olmasının kalıcı yüksek refah artışını sağlamada belirleyici faktörlerden bir tanesi olduğunun altını çizen Şimşek, “ Bir diğer faktör, iş gücü piyasalarının esnek olmasıdır. Bir diğeri, tabi ki kurumların kalitesidir. 31 Mart itibariyle bireysel emeklilik fonlarında 65 milyarın üzerinde bir kaynak söz konusu. 6,8 milyon da katılımcı söz konusu. Tabi bireysel emeklilikte oto katılım yeni başladı. Henüz erken aşamadayız. Yine 31 Mart itibariyle yaklaşık 700 bin katılımcı söz konusu. Toplanan kaynak ise 128 milyon lira civarında. Önümüzdeki günlerde beklentimiz katılımcı sayısının en az 14-15 milyon olacağı şeklinde. Dolayısıyla fon büyüklüğünün bu süreçte çok rahat bir şekilde milli gelirin bu döneme göre 10 katına ulaşabileceğini düşüyoruz” dedi.“Halkbank’ın arkasındayız”Halkbank’ın hala kontrolü devlette olan bir banka olduğunun altını çizen Şimşek, “Biz devlet olarak bankamızın arkasındayız. Çok ne ve basit. Bu bankanın başarılı bir şekilde bugüne kadar olduğu gibi reel sektörümüze, esnafımıza destek olma kabiliyetini devam ettirme noktasında ne gerekiyorsa yapacağız” diye konuştu.Yapılan incelemelere göre Halkbank’ın hiçbir işleminin küresel normlara aykırı olmadığını belirten Şimşek, “Bu davanın risk iştahını, yatırımcı talebini, maliyetleri ne yönde etkileyeceğine zamanla bakacağız. Adalet Bakanlığımız dosyayı inceledi. Gerek bankamızın yaptığı çalışma, gerek bağımsız denetim kuruluşunun yaptığı çalışma, gerekse Adalet Bakanlığımızın yaptığı incelemeler Halkbank’ın hiçbir işleminin küresel normlara aykırı olmadığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Banka bizim, bu ülkenin önemli bir değeri, bankamızın arkasındayız” şeklinde konuştu.Halkbank’a yapılan siyasi operasyon”Halkbank ikinci bir kuşatma altında”Halkbank: FETÖ tarafından ülkemize yapılan bir saldırıHalkbank’tan Mehmet Hakan Atilla açıklamasıHalkbank ikinci kez kuşatma altında
Bir baklavacı daha TMSF’ye geçti
15 Temmuz darbe girişimi sonrası yürütülen soruşturmalar sonrası 850’ye yakın şirketin denetimi TMSF’ye geçmişti. Fetullahçı Terör Örgütü’ne mali destek sağladıkları iddiası ile yürütülen soruşturmalar kapsamında, Faruk Güllü tutuklanırken, Baklavacı Faruk Güllüoğlu TMSF denetimine geçmişti. Seyidoğlu Baklavaları’nın sahipleri ise tutuklanmıştı.Geçtiğimiz iki hafta önce ise İstanbul Sulh Ceza Hakimliği birkaç şirketin daha TMSF denetimine geçmesi yönündeki talebi kabul etti. Hürriyet’te yer alan habere göre hakimlik kararı ile Lezzet Mağazacılık ve Yiyecek San. Tic. A.Ş. ve Büyük Avrasya Lezzetli Tatlar Gıda San. Tic. Limited Şti. TMSF bünyesine geçti.Anılan şirketler, ‘Hasan Gültekin Gaziantep Baklavacısı’ markası ile faaliyet gösteriyor. Markanın en büyük şubesi ise daha önce Baklavacı Faruk Güllüoğlu markası ile hizmet veren Şirinevler’deki 5 katlı binada bulunuyor. Anılan markaya bağlı 7-8 şubenin daha olduğu anlaşıldı.Hakimlik kararında, söz konusu şubelerin, Faruk Güllü’den Hasan Gültekin’e geçişi ‘mal kaçırma’ girişimi olarak yorumlandı. Söz konusu devir işlemi, 15 Temmuz darbe girişiminden iki hafta önce gerçekleşmişti. Şirketin ticaret sicil gazetesi kayıtlarına göre de, Hasan Gültekin’den sonra da bu şirketler İlhami Şahin’e devredildi. Tüm bu devir işlemleri muvazalı işlem olarak görüldü.KHK ile atılanlardan 1.1 milyon liraNaksan’daki krize TMSF ‘dur’ dediTMSF Adabank’ı satışa çıkardıTMSF’den FETÖ uyarısıDev şirketin taşınmazları satılıyor
Halkbank: FETÖ tarafından ülkemize yapılan bir saldırı
“Son günlerde muhtelif basın yayın organlarında; Bankamızın Uluslararası Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın, Amerika Birleşik Devletlerinde tutuklanması konusuna atfen Bankamızın güven ve itibarını sarsıcı, kamuoyunu ve yatırımcıları yanıltıcı nitelikte haberlere yer verildiği görülmektedir” denilen açıklamada, şu uyarılar yapıldı: “Öncelikle bilinmelidir ki; Bankamız tüm iş ve işlemlerinde ulusal ve uluslararası düzenlemelere her zaman tam bir şekilde uymakta, paydaşlarının, iş ortaklarının ve mevduat sahiplerinin haklarının korunması için tüm tedbirleri almaktadır.” “Bankacılık hizmetini sunarken mevcut düzenlemeler ve diğer tüm bankalarca bilinen ve izlenen dış ticaret uygulamaları dışında hiçbir mekanizma, yöntem veya sistem kullanılmamaktadır” denilen Halkbank açıklamasında, şöyle denildi: “Yapılan tüm dış ticaret işlemleri ve para transferleri açık, şeffaf ve sistem üzerinde ilgili otoritelerce izlenebilir durumdadır. Bankamızın tüm iş ve işlemleri, ulusal ve uluslararası bağımsız denetim kuruluşlarınca düzenli olarak denetlenmektedir. İlgili döneme ilişkin yapılan denetimlerde dış ticaret işlemleri de dahil bankacılık hizmetlerimizin hiçbirisinde uluslararası bankacılık kurallarına ve hukuka aykırılık tespit edilmemiştir. Herhangi bir ülkeyle ilgili olarak mahiyeti belirsiz ve hukuksuz hiçbir ticari işleme taraf olunmamış, kaynağı ve mahiyeti belirsiz hiçbir transfer işlemi gerçekleştirilmemiştir. Bankamızca herhangi bir yasaklı tarafın, kişinin veya mal ya da hizmetin dahil olduğu işlemlere aracılık edilmemiştir. Söz konusu iddialarda bahsi geçen ülke ile ilgili ticarete konu işlemlerde düzenlemeler gereği ABD finansal sistemi ve para birimi kullanılmamıştır. Bugüne kadar herhangi bir işlemi nedeniyle hiçbir yaptırıma maruz kalmayan Bankamızın takdire şayan durumu açıkça ortadadır. Hal böyleyken göz altına alınma gerekçesi olarak ifade edilen iddiaların, 17-25 Aralık 2013 tarihlerinde ortaya atılan ve Bankamızla hiçbir ilgisi olmayan iddialardan oluştuğu, bu girişimin de o dönemde FETÖ terör örgütü tarafından ülkemize yönelik yapılan hain saldırının Bankamızı hedef alan ekonomik/finansal halkası olduğu aşikardır.” Halkbank’a yapılan zorbalık ABD’de tutuklu bulunan Atilla’nın duruşmasının 10 Nisan’da yapılacağının da anımsatıldığı açıklamada, Atilla’nın, 2014-2017 yılları arasında yedi kez ABD’ye görevli olarak gittiği vurgulandı ve şöyle devam edildi: “Uluslararası Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcımızın tutuklanmasına dair hukuki süreç, gerek Bankamızca gerekse Devletimizin ilgili Makamlarınca yakından takip edilmektedir. Tüm bu bilgilendirmeler dikkate alındığında gerek yazılı ve görsel basında gerek sosyal medyada Bankamızın ticari faaliyetlerini olumsuz etkileyebilecek spekülatif yayınlar hakkında da hukuki çerçevede gereği yapılacaktır. Bankamızın faaliyetlerini geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de tüm ulusal ve uluslararası düzenlemelere uygun ve kesintisiz bir şekilde sürdüreceğini kamuoyunun bilgisine sunarız.
KAYNAK : Yenişafak