FİRMANDEX'E HOŞGELDİNİZ!

‘Önceliğimiz Münbiç ve Rakka’

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu. Suriye’de devam eden El-Bab operasyonu hakkında önemli açıklamalar yapan Işık, “El Bab DEAŞ’tan temizlendikten sonra, hayatın normale dönmesi bekleniyor. El Bab’dan sonra Münbiç ve Rakka, Türkiye’nin önceliği” dedi.

‘Önceliğimiz Münbiç ve Rakka’

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu.

Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:

El Bab DEAŞ’tan temizlendikten sonra, hayatın normale dönmesi bekleniyor. DEAŞ’tan temizlenen alanlarda Türkiye gerekli adımları atıyor. El Bab’dan sonra ümit ederiz, terör unsurları Münbiç’ten çekilmiş olur. Arzu ettiğimiz sonucu alamadık şuana dek. El Bab’dan sonra Münbiç ve Rakka, Türkiye’nin önceliği.
Biz bu tehditleri kabul edemeyiz. Bir gerilime sebep olmadan, hedefimizi genişletmek noktasında da kararlıyız. El Bab’dan sonra çalışmalarımız sürecek. Münbiç’te kesinlikle PYD terör örgütünü istemiyoruz. Rakka operasyonunun yanlış aktörlerle yapılamaması Türkiye’nin önceliği.

ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford yarın Türkiye’de olacak. ABD, YPG itirazımızı değerlendirecek. PKK ile mücadele konusunda ABD daha fazla destek verecek.
Amerikan yönetiminin FETÖ’ye bakışı, Obama’nın bakışı işe aynı bakışta olmadığını söyleyebilirim.

Fırat Kalkanı Harekatı’nda hedef Münbiç

Suriye’nin Münbiç kenti, güvenli bölge oluşturulması ve terör örgütü PKK/PYD’nin kantonları birleştirme hedefinin engellenmesi açısından kritik önem taşıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) destekli Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), Fırat Kalkanı Harekatı’nın 174’üncü gününde terör örgütü DEAŞ’ın kontrolündeki El Bab şehrinin önemli bir bölümünü denetimi altına aldı.Türkiye, DEAŞ ile mücadelede uluslararası koalisyondan destek alamasa da Fırat Kalkanı Harekatı ile terörle mücadelede tek başına büyük bir mücadele örneği ortaya koydu. Harekatın ilk gününde Cerablus’u özgürleştiren TSK destekli ÖSO güçleri, Azez hattında güvenliği sağladıktan sonra güneyde yaklaşık 35 kilometre ilerledi.DEAŞ açısından büyük öneme sahip El Bab’ın bu anlamda kontrol altına alınması gerekiyordu. Bubi tuzakları, bomba yüklü araç, Esed rejiminden ele geçirdiği tank ve Batı menşeli zırh delici gelişmiş silahlarla TSK ve ÖSO’yu durdurmaya çalışan DEAŞ, geçen sürede bulunduğu mevzileri terk etmek zorunda kaldı. Azez-Cerablus arasındaki 90 kilometrelik hattın DEAŞ’ten temizlenmesi, bu örgütün Türkiye’ye yönelik tehditlerini ciddi oranda azalttı. Bab kentinin de özgürleştirilmesiyle DEAŞ’ın Suriye’nin kuzeyinden tamamen sökülüp atılacak olması, Türkiye’nin ulusal güvenliği adına önemli. Terör örgütünün sınır hattından uzaklaştırılması, örgütün Türkiye içine sızmasını, ülke içindeki imkan ve kabiliyetlerini minimize etti.DEAŞ’ın Suriye’deki izleri siliniyorBab’ın kurtarılması, DEAŞ ile mücadelede bir son anlamı da taşımıyor çünkü örgüt, Suriye ve Irak koridorunda hala etkinliğini sürdürüyor. Dolayısıyla Fırat Kalkanı Herakatı, DEAŞ’ın Suriye’deki izinin silinmesi açısından da büyük önem taşıyor.Öte yandan Fırat Kalkanı Herakatı’nın diğer bir önemi de PKK/PYD’nin Suriye’nin kuzeyinde ele geçirdiği bölgeleri birleştirme hayalini önlemesi. Bu açıdan Münbiç, terör örgütünün sözde kanton adı verilen 3 bölgeyi birleştirme hedefi açısından stratejik bir konumda bulunuyor. Hem Suriye’nin kuzeyinin terörden tamamen arındırılması hem de PKK/PYD’nin doğudan Afrin’e geçişine izin verilmemesi adına Fırat Kalkanı Harekatı’ndaki güçlü iradenin devamına işaret ediyor. Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, Türkiye’nin, 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından milli unsurlarla TSK’yı yeniden dizayn ederek tarihinin en büyük sınır ötesi harekatlarından birine imza attığını söyledi.Yaklaşık 5 bin kilometrekarelik bir alanda güvenli bölge oluşturulabilmesi adına Münbiç kentinin de terörden tamamen temizlenmesi hayati öneme sahip. Fırat Kalkanı olarak adlandırılan bu sınır ötesi harekatta temel olarak sınırların güvence altına alınmasının amaçlandığını vurgulayan Acun, şöyle konuştu:”Bu harekat, yakın coğrafyada terör örgütlerini bir tehdit olmaktan çıkartmak, bir güvenli bölge oluşturarak bölgedeki insani krizi bir nebzede olsa azaltmak amacını taşımaktaydı. Kendi içinde çeşitli merhaleler barındıran harekatta önce Cerablus ve çevresi ardından ise Azez-Cerablus arasındaki hat terörden arındırılarak sınır güvenliği sağlanmış oldu. Ardından güneye Bab’a doğru derinlemesine inildi, nihayetinde burası da özgürleştirilmek üzere ancak Bab kentinin de DEAŞ’tan temizlenmesi yukarıda ifade ettiğimiz Fırat Kalkanı Harekatı’nın tüm hedeflerinin realize edilmesine yeterli olmayacaktır. PKK’nın Suriye örgütlenmesi PYD-YPG’nin sahip olduğu kantonların birleştirilmesinin tamamen önüne geçebilmek ve yaklaşık 5 bin kilometrekarelik bir alanda güvenli bölge oluşturulabilmesi adına Münbiç kentinin de terörden tamamen temizlenmesi hayati öneme sahiptir.”Acun, Türkiye’nin, uluslararası müttefiklerinden terörle mücadele konusunda yeterli desteği göremediğine işaret etti.”Kantonları birleştirme hayali yok edildi”Fırat Kalkanı Harekatı’nın PKK-PYD’nin kantonlarını doğrudan birleştirme hayallerini tamamen yok ettiğini anlatan Acun, “Ancak terör örgütü hala Münbiç’ten Bab’ın güneyine rejimin elinde bulundurduğu bölgeler üzerinden Afrin’e giden bir hat oluşturma şansına sahip. Bu ihtimalin de bertaraf edilebilmesi adına en azından ilk aşamada Münbiç’ten de örgütün tamamen sökülüp atılması gerekmektedir. Ardından hem Afrin hem de Fırat’ın doğu yakasındaki terör bölgelerinin elimine edilmesi Türkiye’nin ulusal güvenliği adına önem arz etmektedir.” ifadelerini kullandı.Türkiye’nin güçlü bir devlet olarak “dost ve düşmana” teröre destek vermenin bedelini göstermek zorunda olduğunu kaydeden Acun, “Bu anlamda askeri ve istihbari kabiliyetlerini artırmaya devam etmek durumundadır. Türkiye ayrıca ilişkilerini çeşitlendirmeli hem Batı blokuyla hemde Asya’da ve Ortadoğu’daki önemli ülkelerle eş zamanlı angajmanlar içerisinde olmak zorundadır. Trump dönemiyle birlikte mevcut uluslararası liberal düzenin adım adım dağılmakta olduğunu görüyoruz. Türkiye kendi iç bütünlüğünü muhafaza ederek güçlü bir liderlikle devlet aygıtlarını yeni döneme hazırlamalıdır.” diye konuştu.


Fırat Kalkanı’nda 3 bin 49 terörist etkisiz hale getirildi

Türk Silahlı Kuvvetlerince (TSK), Fırat Kalkanı Harekatı’nda bugüne kadar DEAŞ mensubu 2 bin 705, PKK/PYD mensubu 344 teröristin etkisiz hale getirildiği bildirildi.Genelkurmay Başkanlığından yapılan haftalık bilgilendirmede, yurt içinde bölücü terör örgütü PKK’ya karşı sürdürülen mücadele ile Fırat Kalkanı Harekatı’na ilişkin bilgi verildi.Buna göre, PKK’lı teröristlerce özellikle Şırnak, Tunceli, Diyarbakır, Bitlis, Mardin ve Ağrı’da sürekli barınma alanı ve geçiş güzergahı olarak kullanılan alanların temizlenmesi ve terör örgütü mensuplarının kış tertiplenmesinin kısıtlanması amacıyla başlatılan operasyonlar sürüyor.Şırnak Beytüşşebap, Tunceli’nin Hozat, Bitlis Tatvan, Mardin Nusaybin, Diyarbakır Dicle bölgelerinde düzenlenen operasyonlarda, bölücü terör örgütünün sözde lider kadrosunda bulunan ve İçişleri Bakanlığının “Aranan Teröristler Listesi”nde gri kodla aranan bir terörist olmak üzere, toplam 6 terörist etkisiz hale getirildi.Operasyonlarda, 10 piyade tüfeği, 3 tabanca, bir keskin nişancı tüfeği, bir makineli tüfek, 16 av tüfeği, çok miktarda değişik çap ve cinste mühimmat ile bomba yapımında kullanılan kablo, fünye ve patlayıcı madde ele geçirildi.Mağara, sığınak ve depolarda ele geçirilen çok miktarda yaşam ve gıda maddesi ile örgütsel doküman imha edildi.Bölücü terör örgütünün en önemli finansal kaynaklarından kaçakçılıkla mücadeleye yönelik hudut hattında alınan tedbirler sonucu 6 bin 560 gram uyuşturucu, 855 bin 680 paket kaçak sigara ve 4 bin 426 litre akaryakıt ele geçirildi.Etkili hudut denetim ve kontrolleri sonucu, sınırlardan yasa dışı yollardan geçmeye çalışan 5 bin 345 kişi yakalandı.Bölücü terör örgütünün önemli finansal kaynaklarından olan uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele kapsamında hudut hattında alınan tedbirlerle örgütün yasa dışı faaliyetleri engellenmeye devam edildi.Bu kapsamda, hudut bölgelerinde alınan tedbirler sonucu, son bir haftada yaklaşık 5 bin kişi yakalandı. Gözaltına alınanlarla birlikte çok miktarda uyuşturucu madde ve kaçak malzeme ele geçirildi.Fırat Kalkanı HarekatıDEAŞ başta olmak üzere terör örgütlerinin oluşturduğu tehdidi bertaraf ederek hudut güvenliğini artırmak ve koalisyon güçlerine destek vermek için Suriye’nin kuzeyine yönelik 24 Ağustos 2016’da başlatılan Fırat Kalkanı Harekatı’nda 172’nci güne gelindi.Harekat kapsamında, Azez-Cerablus arasında bulunan toplam 229 meskun mahal ve bin 910 kilometrekare alan kontrol altına alındı.9 Aralık tarihinde başlayan El Bab harekatında batıdan ve kuzeyden şehrin dış mahallelerine ulaşıldı. Terör örgütü DEAŞ’ın bölgeden temizlenmesine yönelik harekat kapsamında, “tecrit harekatı” sürdürülürken, El Bab’ın doğusunda bulunan Bzaghah ve Kabbasin yerleşim yerleri kontrol altına alındı, batıda Akil Tepesi ve hastane bölgesinde kontrol sağlandı.DEAŞ için önemli bir “lojistik destek aktarım merkezi” durumunda olan Bzaghah’ın alınmasıyla teröristlerin ikmal kaynağının önemli bir ayağı kesildi.Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesindeki topçu ve diğer ateş destek vasıtalarıyla atış yapılarak ve Hava Kuvvetleri Komutanlığınca düzenlenen hava taarruzlarıyla son bir haftada terör örgütü DEAŞ mensubu 223, PKK/PYD mensubu 5 terörist olmak üzere toplam 228 terörist etkisiz hale getirildi.Operasyonlarda, 4 cephanelik, 11 bombalı araç, 6 komuta merkezi, 351 bina ve 7 tünel imha edildi.Terör örgütü PKK/PYD unsurlarının Afrin’den doğuya, Münbiç’ten batıya doğru olabilecek saldırılarını durdurmaya yönelik alınan tedbirlerin uygulanmasına hassasiyetle devam ediliyor.Fırat Kalkanı Harekatı’nın başlangıcından bugüne 2 bin 288’i ölü olmak üzere toplam 2 bin 705 DEAŞ mensubu, 322’si ölü olmak üzere toplam 344 PKK/PYD mensubu terörist etkisiz hale getirildi.TSK unsurlarınca, toplam bin 972 hedef imha edildi. 3 bin 750 el yapımı patlayıcı ve 66 mayın tesirsiz hale getirildi.Türk Silahlı Kuvvetleri, Fırat Kalkanı ve Musul harekatları kapsamında koalisyonun gerektirdiği işbirliği ve koordinasyon esaslarını gözeterek destek faaliyetlerine devam ediyor.


Rakka’nın yolu Tel Abyad’dan geçer!

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) El-Bab’dan terör örgütü DEAŞ’ı temizlemeye başladı. İlçe merkezine giren ÖSO birlikleri DEAŞ’lı teröristlerle sıcak temas sağlayarak çatışmalara başladı. El-Bab’da sağlanan ilerleme sonrasında Türkiye, DEAŞ’lı teröristlerin kalesi sayılan Rakka’nın temizlenmesi için başlatılacak operasyonda yer alma konusunda kararlı olduğunu açıkladı. ABD’li muhataplarına yapılması planlanan operasyon hakkında bir rapor sunan Türk yetkililer, CIA’in yeni Başkanı Mike Pompeo’nun ziyaretinde de bu konuyu masaya yatırdı.ABD İÇİN SAMİMİYET TESTİRakka Operasyonu planında, gerek lojistik gerekse güvenlik açısından en makul yol olarak “Tel-Abyad – Ayn’el İsa – Rakka” istikameti belirlendi. PYD/YPG terör örgütünün kontrolünde olan Tel-Abyad rotasının kullanılmasının ABD için samimiyet testi olduğunu söyleyen kaynaklar, “Amerika DEAŞ’ı Rakka’dan temizlemek konusunda samimiyse, Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılıysa ve burada Türkiye ve koalisyon güçleriyle birlikte hareket etmek istiyorsa, Rakka’ya Tel-Abyad üzerinden gidilmeli. Türkiye, bu harekatı yaparken Rusya ve İran’ı da göz ardı etmemelidir” diyor. El-Bab’dan Rakka’ya uzanan yol, Tabka Barajı üzerinden gidildiğinde 170 kilometre sürüyor. Çobanbey’den El-Bab’a uzanan 40 kilometrelik uzaklık da dikkate alındığında lojistik açıdan 210 kilometrelik bir uzaklık ortaya çıkıyor. Bu uzaklık nedeniyle hem ikmal sistemlerinde sorunların yaşanması hem de yol emniyetinin sağlanması zorlaşacak. Operasyon güçleri, Rakka istikameti boyunca Rejimle yan yana ilerlemek zorunda kalacak ve bu da operasyonda riski arttıracak unsurlar hanesine eklenecek. Yine bu yol üzerinde DEAŞ’ın elindeki yerleşim bölgelerinin geçilmesi de operasyon süresini uzatacak. Yol boyu Deyr Hafir, Meskene, Tabka Barajını koruyan unsurlar ve Mansura DEAŞ’ın Rakka’ya ulaşan yolda olası direnç noktaları durumunda. Türkiye’nin belirlediği Tel Abyad – Ayn el-İsa – Rakka istikameti ise 90 kilometrelik bir rota. Sınırdan itibaren bu yolun yaklaşık 70 kilometresi PKK/PYD kontrolünde. Buradan sonra Rakka’ya ulaşmak için kalan mesafe de 20 ila 25 kilometre. Kaynaklar da ABD’nin samimiyetinin burada devreye gireceğine işaret ediyorlar.BÖLGE SAĞLAMA ALINMALIKaynaklar, Rakka Operasyonu planlanırken önemli bir de uyarıda bulunuyorlar. O da Türkiye’nin DEAŞ ile mücadelesindeki samimiyetiyle, olası tuzaklara çekilmemek için dikkatli hareket etmesi. Bu doğrultuda da 90 kilometre uzunluğunda ve 60 kilometre derinliğinde planlanan ve tüm dünyaya deklere edilen Fırat’ın batısındaki güvenli bölgenin tamamen emniyetli hale getirildikten sonra Rakka harekatının düşünülmesi gerektiği vurgulanıyor. Türkiye’nin deklare ettiği plan, Fırat nehri batısından Cerablus, Münbiç, El Bab, Tel Rifat ve Azez hattını kapsıyor. Bölgeyi yakından tanıyan kaynaklar, “Türkiye için bu bölgenin güvenliği, Rakka’dan çok daha önemli” uyarısında bulunuyorlar. Türkiye için neden önemli?Türkiye, Rakka Operasyonu’nun PKK/PYD unsurlarıyla yapılmasına karşı çıkarken, bu operasyonla şu kazançları sağlayacağı öngörülüyor: “Rakka temizlenirse, terör örgütü DEAŞ’ın Türkiye ile ilgili her türlü irtibatı ve insan kaynağını kesilmiş olur. PKK/PYD bölgeyi kendiliğinden terk edeceğinden, bölge tamamen terörist unsurlardan temizlenmiş olur. PKK/PYD ve DEAŞ tarafından topraklarından edilen binlerce insan evlerine geri dönmüş olur.” ABD kabul edecekUludağ Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayyar Arı Türkiye’nin Rakka operasyonuna dahil olması durumunda Münbiç üzerindeki ve bölgede pazarlık gücünün artacağını düşündüğünü söyledi. Türkiye’nin Rakka Operasyonu’na dahil olmak istemesinin nedeninin PYD’nin bölgedeki gücünü kırmak olduğunu belirten Arı, “Aksi halde PYD bölgede daha da güçlenecek. Türkiye bu nedenle Rakka operasyonuna girmek istiyor. Amerika buna açık kapı bıraktı. Bu da Trump’ın bu konuda Obama’dan farklı bir düşünceye sahip olduğunu gösteriyor. CIA başkanının Türkiye’ye gelmesi ABD’nin Türkiye ile ilişkilerini yeniden düzene koymak istediğini gösteriyor” dedi. Türkiye’nin Suriye ile 900 km’lik sınırı olduğunu ve mevcut güvenli bölgenin sadece 200 km’lik bir alanı kapsadığını hatırlatan Arı, El Bab Operasyonu’nda geri kalan 700 km’lik alanın çoğunluğu PYD’nin elinde. Asıl soru Türkiye bu kadar alanı PYD’ye bırakacak mı? İşte bu nedenle Türkiye’nin Rakka Operasyonu’nda yer alması ve bu operasyonun Tel Abyad üzerinden de yürütülmesi çok önemli. Buna ABD’nin de sıcak baktığını düşünüyorum. Aksi takdirde PYD bölgede kalıcı hale gelecek” dedi.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ