S-400 adımını atacağız
Rusya ile yapılan S-400 anlaşmasının ülke güvenliği ile ilgili olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiçbir ülkenin endişe duymasına gerek olmadığını vurguladı. Hava savunma füzelerini ABD’den temin edemediklerini hatırlatan Erdoğan, “Kiminle ortak üretime girersek onu tercih ederiz” dedi.

Körfez ülkelerini kapsayan ziyaretlerini tamamlayarak dün yurda dönen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenboğa Havalimanında gündemdeki konularla ilgili konuştu. ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford’un “Türkiye S-400 alırsa endişe duyarız” açıklaması sorulan Erdoğan “Niye endişe verici olsun. Her ülke kendi güvenliği için belli tedbirleri almak durumundadır” dedi. Türkiye’nin ihtiyaçlarını nereden temin edebiliyorsa oradan alacağını vurgulayan Erdoğan ABD ile bir çok kez görüşmeler yaptıklarını ancak bu ülkeden temin edemedikleri için hava savunma sistemi planlamalarını S-400 üzerinde yaptıklarını söyledi.
S400 ANLAŞMASI TAMAM
Erdoğan açıklamalarında özetle şunları ifade etti: “Bununla ilgili birimlerimiz görüşmelerini karşılıklı olarak yaptılar, yapıyorlar ve adımını da atacağız. Bunun endişe verici hiçbir yanı yok. Yani farklı silahlar kullanıldığı zaman endişe vermiyor S-400 kullanıldığı zaman mı endişe veriyor? Bu nasıl bir şeydir? Patriot kullanıldığı zaman endişe vermiyor bunu kullanınca endişe veriyor. Bu tamamen karşılıklı olarak Türkiye olarak ortak üretim noktasında Türkiye olarak biz kiminle ortak üretime girersek onu tercih ederiz. Geleceğe yönelik güvenlik noktasındaki bütün simülasyonları buna göre yapıyor ve yol haritasını da buna göre belirliyoruz. Görüşmeler büyük ölçüde bitti.”
Görmez görevinin başında
(Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in görevden ayrıldığı iddiaları) Şu anda henüz böyle atılmış bir adım söz konusu değil fakat geleceğe yönelik Sayın Başkanın bu noktada farklı bir görevle devam şeklinde bir arzusu, talebi söz konusu. Bu da tabii Sayın Başbakan ile görüşmek, değerlendirmek suretiyle verilecek bir karardır ama henüz Sayın Başkan görevinin başındadır. Ne görevden alma ne istifa, böyle bir şey söz konusu değildir.”
Sıcak karşılamaKatar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı havaalanında karşıladı. Al Sani Erdoğan’ı kendi kullandığı araçla Emirlik Divanı’na götürdü. Erdoğan’ın ziyareti sosyal medyada da ana gündem maddesi oldu. Katarlılar Twitter’dan yaptıkları binlerce paylaşımla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘Hoşgeldin’ mesajı verdi.
İsrail dünyada yalnız kalacak
(Netenyahu’nun Kudüs’teki saldırılarda haklı oldukları açıklaması) Netanyahu’nun açıklamalarının kabul edilebilir hiçbir yanı yok. Bu evrensel hukuka, insan hakları beyannamesine, inanç özgürlüğüne, bu tür uluslararası altyapısı olan tüm bildirilere, belgelere ters bir harekettir. İbadet yapmaya gidenlere orada yapılan muameleler ve bunların karşılığında da şurada bir kaç gün içerisinde şehit olanların durumunu gördük. Mescid-i Aksa tüm Müslümanların göz bebeğidir. Kutsallarımızın ayaklar altına alınmasına, sessiz ve tepkisiz kalamayız. Hepimizin bir sorumluluğu var ve bu sorumluluğun gereği yapılıyor. Birleşmiş Milletler’de, Güvenlik Konseyi’nde gündeme gelecektir. İsrail attığı bu adımlarla yanlışa gidiyor ve şunu da çok açık net söylüyorum; yalnızlığa gidiyor.
Aksa için telefon trafiği
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ürdün Kralı 2. Abdullah’la telefonda görüştü. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Doha’dan Ankara’ya dönüşü akabinde gerçekleşen görüşmenin ana konusunu, Mescid-i Aksa’daki son gelişmeler oluşturdu. Kudüs’teki Harem-i Şerif’in tüm Müslümanlar için kutsal olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ürdün Kralı 2. Abdullah, can kayıplarına da yol açan gerilimin bir an önce son bulması için İsrail’in tepkiye yol açan kısıtlamaları kaldırması gerektiğini vurguladılar.
ABD şantaj yapıyor
Türkiye, uzun menzilli hava savunma sistemi arayışlarında Rusya ile S-400 füzesi için anlaşma imzalamaya hazırlanırken, Amerika engellemek üzere bir daha devreye girdi. Türkiye’nin hava sahasının güvenliği için gerekli bu alıma Amerika’nın itirazı, geçmiş tecrübeler göz önüne alındığında, iyi niyetli bulunmuyor. Türkiye’nin, uzun menzilli hava savunma ihalesini kazanan Çinli şirket ile görüşmesi sürerken Amerika’nın türlü engelleriyle karşılaştığı ortaya çıktı. Amerika önce NATO kartını açtı, olmayınca “o şirket kara listede” tehdidi savurdu. Patriot satalım, diyen Amerika’nın dayattığı şartlar ise pes dedirtti.AMERİKA’DAN İLGİNÇ AÇIKLAMARusya ile S-400 hava savunma sistemi üzerinde devam eden teknik çalışmalarda anlaşma sağlandı, ön anlaşmanın imzalanması bekleniyor. Görüşmeler nihai devreye getirilirken NATO’dan da tepki sesleri yükselmeye başladı. Son olarak Amerikan Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford, “Türkiye Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini satın almadı. Bunu yapmış olsalardı, bu durum kaygı verici olurdu, ancak yapmadılar” dedi. Türkiye ise NATO engellemelerini, Rus füzesini NATO ağına entegre etmeyip milli hava ağında kullanmak suretiyle aşmaya çalışıyor.ÇİN FÜZESİ İÇİN TEHDİT SAVURDULARTürkiye, uzun menzilli hava savunma sistemi ihtiyacının karşılanması kapsamında bugüne kadar yaptığı çalışmalarda NATO müttefiki ülkelerden taleplerine cevap alamazken, alternatif arayışlarında da hep engellemelerle karşılaştı. Bunun son örneği de, Çin’e verilmesinden bir süre sonra iptal edilen uzun menzilli hava savunma sistemi ihalesi oldu. Çinli CPMİEC şirketi ile görüşmeler sırasında, ihalenin iptali için Amerika’nın türlü bahane ve tehditler savurduğu ortaya çıktı. NATO’YA ALAMAYIZ, BASKISI!Edinilen bilgiye göre, Türkiye’nin Çin ile anlaşma imzalamasının hemen ardından Amerikalı askeri yetkililer bu füzenin NATO hava ağına entegre edilemeyeceği konusunda Türkiye’ye baskıya başladı. Türkiye, Amerika’nın bu tezi karşısında, Yunanistan’ın S-300 füzelerinin NATO’ya entegre olduğu ve NATO görevleri yaptığını masaya koydu. Amerikalılar ısrarcı olunca bu kez Türkiye, Çin füzesinin gerekirse NATO’ya entegre edilmeyeceğini ve milli hava ağında kullanılacağını vurguladı. Ancak bu da Amerikan müttefiklerimizi ikna etmeye yetmedi. Amerikan baskıları daha sertleşti. Bir süre sonra Amerika son hamlesini yaptı. Türkiye’yi, uzun menzilli füze anlaşması imzaladığımız Çinli CPMİEC’in “kara para aklama suçu işlediği, eğer bu şirket ile anlaşılırsa Türkiye’nin de bu doğrultuda sorgulanabileceği, hatta cezalandırılabileceği” yönünde tehdit etti.Türkiye savunmasız kalsın arzusuUzun menzilli hava savunma sistemi ihtiyacının karşılanmasında teknoloji transferi ve ortak üretim modelini ilk kıstas koyan Türkiye, Amerika’nın bu teklifine yanaşmadı. Bir süre daha Türkiye sorunu diplomasi yoluyla halletmeye çalıştı ancak ihale iptal edildi. NATO üyesi diğer ülkelerin de işbirliğine yanaşmaması üzerine Türkiye, kendi milli sistemini imal kararı aldı ve çalışmalar başladı. Ancak Suriye sınırından artan tehdit ve NATO’nun Türkiye sınırına Patriot yerleştirme konusunda yaşattığı sıkıntılar Türkiye’nin bu ihtiyacını kısa sürede karşılamasını zorunlu kıldı. YİNE ABD, YİNE OYUN, YİNE TEZGAHUzun menzilli hava savunma ihtiyacının hızla karşılanması kapsamında ilk etapta hazır alım, ikinci aşamada ortak üretim olmak üzere iki aşamalı bir plan devreye koyuldu. Bu doğrultuda Rusya ile görüşmelerde anlaşıldı. Rus S-400 füzelerini NATO ağına entegre etmeyeceğini açıklayan Türkiye, NATO üyesi olarak milli sistemini ortak üretimle karşılamak üzere de NATO müttefikleri Fransız ve İtalyanlarla işbirliği anlaşması imzaladı. Ancak bu model de Amerika için yeterli olmadı. Amerikan Genelkurmay Başkanı’nın son açıklaması, “Aynı oyun yeniden sahneleniyor” yorumlarına neden oldu. Amerika’nın tüm bu engelleme çabalarıyla Türkiye’yi savunmasız bırakmak istediği değerlendiriliyor.Patriot veririz kullandırmayızTürkiye’nin uzun menzilli füze almasını engelleyen Amerika, Türkiye’ye Patriot hava savunma sistemi satmayı kabul etti. Ancak Çin’in teklifine göre çok daha pahalı olan sistemin satışında indirime yanaşmadı. Üstelik Türkiye’nin teknoloji transferi talebini de net bir şekilde reddetti, Türk mühendislerin hiçbir şekilde sisteme müdahale etmeyeceğinin de garantisini istedi. Üstelik Amerika Türkiye’ye Patriot satmış olsaydı, kullanım süresi sonunda, kullanılmış olsa da olmasa da milyarlarca dolara satın alınan bu Patriot bataryaları Amerika’ya iade edilecek ve sıfırdan yeni sistem satın alınacaktı. Yine her savunma alımında olduğu gibi, Türkiye Patriot füzesini nerede kullandığı, kime karşı kullandığı gibi konularda Amerika’ya bilgi vermek zorunda kalacak, Amerikan askerleri belirli aralıklarla Türkiye’ye gelip füzeleri sayacak idi.
Güven iklimi için önemli bir adım
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar krizinin ardından çıktığı Körfez gezisini tamamlayarak yurda döndü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, gezisinin ilk durağı Suudi Arabistan ve ikinci durağı Kuveyt’in ardından son olarak dün özel uçak “TUR” ile saat 12.25’te Katar’ın başkenti Doha’ya indi. EMİR, ERDOĞAN İÇİN HAVALİMANINA GELDİErdoğan’ı, Uluslararası Hamad Havalimanı’nda Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani, Türkiye’nin Doha Büyükelçisi Fikret Özer ile diğer yetkililer karşıladı. Erdoğan ve Katar Emiri Al Sani, aynı araçla Emirlik Divanı’na geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk olarak Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ile Katar Emirlik Divanı’nda baş başa görüştü. Görüşme, yaklaşık iki buçuk saat sürdü. Ardından heyetler arası görüşmelere geçildi. BABASIYLA DA GÖRÜŞTÜErdoğan, şerefine verilen öğle yemeğine katıldı. Ardından, Katar Emiri Al Sani’nin babası Emir Şeyh Hamad bin Halife el Sani ile el-Vecbe Sarayı’nda görüştü. Erdoğan ile el Sani görüşmesi yaklaşık bir saat sürdü. Görüşmelerde, Körfez ülkeleri arasında Katar bağlamında yaşanan ihtilafa ilişkin son gelişmeler ve meselenin çözümüne yönelik atılabilecek adımlar ele alındı. Erdoğan, akşam Türkiye’ye döndü. Ankara’da havaalanında temaslarına ilişkin bilgi veren Erdoğan, ziyaretin son derece başarılı geçtiğini söyledi. Görüşmelerinde Katar meselesinin çözümü noktasında neler yapabileceğini istişare ettiklerini ifade eden Erdoğan şunları kaydetti:KUVEYT’E DESTEK VERİYORUZ“Son ziyaretimiz ve temaslarımızın istikrar ve karşılıklı güven iklimini yeniden inşa yolunda önemli bir adım olduğuna inanıyorum. Suudi Arabistan’da Kral Selman’a krizin çözümünde kendisinden büyük beklentilerimiz olduğunu ifade ettim. Ayrıca ziyaret vesilesiyle Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’la da kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdik. Ardından Kuveyt’te Emir Şeyh Sabah’la gündemdeki ikili ve bölgesel konuları ele aldık, ekonomik ve ticari işbirliğimizin ilerletilmesi imkanlarını değerlendirdik. Şeyh Sabah’a Körfez krizindeki arabuluculuk çabalarına katkı sunmaya hazır olduğumuzu bir kere daha ifade ettim.”KATAR’A SAYGI DUYULMALIZiyaretin son durağı olan Katar’da Emir Şeyh Temim ile yaptıkları görüşmelerin de son derece verimli geçtiğini kaydeden Erdoğan, “Liderler düzeyinde tesis ettiğimiz Yüksek Stratejik Komitenin işleyişinden duyduğumuz memnuniyeti dile getirdik. Aramızdaki diyalog ve işbirliğinin sürdürülmesine yönelik irademizi de teyit ettik. Emir Şeyh Temim’e kriz sürecinde sergiledikleri soğukkanlı tutumu takdirle karşıladığımızı ifade ettim. Ülke olarak Katar’ın egemenlik haklarının korunması, gözetilmesi gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Görüşmelerimizde yine bölgesel meseleleri ele alma fırsatı oldu” diye konuştu.S-400 adımını atacağız
KAYNAK : Yenişafak