FİRMANDEX'E HOŞGELDİNİZ!

Türkiye’deki obezlerin çoğu 18 yaşın altında

Türkiye Böbrek Vakfı (TBV) Başkanı Timur Erk, Türkiye’de bilimsel tanımlamalara uygun 3 milyon obez olduğunu belirterek, 3 milyon obezin 1 milyon 800 bininin 18 yaşın altında olduğunu söyledi. Erk, tuz ve şeker tüketiminin azaltılması gerektiğini ifade etti.

Türkiye’deki obezlerin çoğu 18 yaşın altında

Türkiye Böbrek Vakfı (TBV) ile Edirne Milli Eğitim Müdürlüğünce, obeziteyle mücadele ve sağlıklı beslenme konusunda farkındalık oluşturulması amacıyla öğrencilere, “Böbrek sağlığı ve beslenme” eğitimi verildi.

Obezitenin önemli bir sağlık sorunu olduğunu ifade eden Erk, “Türkiye’nin nüfusu 80 milyon. 80 milyon içerisinde 3 milyon bilimsel tanımlara uygun obez var. O 3 milyon obezin içerisinden 1 milyon 800 bini sizlerin yaşında. Yani 18 yaşın altında” diye konuştu.

Tuz ve şeker tüketimini azaltın

Obeziteyle ilgili Türkiye’yi çok ciddi bir tehlikenin beklediğini vurgulayan Erk, şöyle konuştu:

“Onun için gençlere yanlış beslenmeyle ilgili konuları aktarmalıyız ki evlerine gittiklerinde, ‘Anneciğim çorbayı yapmışsın, tuzunu da ayarlamışsın ama sofrada ilave tuz koyuyorsun, yanlış yapıyorsun.’ diyebilmelisiniz. Aşırı tuz kullanımı artık yok. Çorbayı mümkün olduğu kadar az tuzla yapın ama ilave eklemeyin. Her şeyde tuz var. Biz buna tersine eğitim diyoruz. Gençler eve gittiğinde annesini ve babasını beslenme konusunda uyarabilmelidir. Her şeyin doğalını ve tazesini zamanında tüketmeliyiz. Örneğin domatesi vaktinde tüketmeliyiz. Bu birçok yiyecek için böyle. Tuz ve şeker tüketimine dikkat edilmelidir. Herkes için geçerli gazlı içecek değil, ayran içmeliyiz.”

Halepli 350 kilo ağırlığındaki genç kıza yardım eli

Halep’teki saldırılardan kaçarak Hatay’ın Reyhanlı ilçesine bir yakınıyla gelen 20 yaşındaki Fadiya Cemil Hamigo’ya, aşırı kilolarından kurtulması için yardım eli uzandı. İstanbul Çamlıca’daki bir hastanedeki yetkililer, 350 kilo ağırlığındaki Halepli Hamigo ve halasını hastaneye davet etti. Reyhanlı’daki evlerinden Belediyeye ait hasta nakil ambulansıyla alınan genç kız, otobüsle İstanbul’a götürüldü.İç savaş yüzünden tedavisine düzenli devam edemediHamigo,Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ömer Avlanmış tarafından tedavi edilecek. Reyhanlı’dan İstanbul’a hareketinden önce açıklama yapan Fadiya Cemil Hamigo, çok mutlu olduğunu söyledi.Ülkesinde sadece ilaç tedavisi aldığını, maddi durumunun yetersiz olması ve iç savaş yüzünden tedavisine düzenli devam edemediğini aktaran Hamigo, “Türkiye’de haber yapıldıktan sonra birçok kişi destek oldu. Hepsine çok teşekkür ediyorum. Sağlığıma kavuşacağım için çok sevinçliyim. Çok teşekkür ederim” dedi.’MR’a sığamazsınız’ sözü 84 kilo zayıflattı

Obezitenin önlenmesi için altın kurallar

Diyetisyen Damla Demirtürk, gün içinde harcanması gereken enerjiden fazlasının alınması durumunda vücudun yağ depoladığını ve zamanla obeziyete dönüştüğüne dikkat çekti. Obezitenin dünyada giderek yaygınlaştığına dikkat çeken Demirtürk, “Metabolizma bozukluğu haricinde beslenme alışkanlığından kaynaklı obezite için çocuk yaşlardaki beslenme büyük öneme sahip. Düzenli beslenmeme ve spor alışkanlığının olmaması da obezitenin artmasına neden oluyor.” dedi.Günlük alınan enerjinin, harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vücutta yağ olarak depolandığını ve bunun da obezite oluşumunu gündeme getirdiğini belirten Diyetisyen Damla Demirtürk konuyla ilgili şu bilgileri verdi:Günümüzdeki teknolojik gelişmeler, günlük hareketleri büyük oranda sınırlandırıyor. Obezite; besinlerle alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması ve fazla enerjinin vücutta yağ olarak depolanması sonucu ortaya çıkan, yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak kabul ediliyor.Dünya Sağlık Örgütü tarafından obeziteyi belirlemek için yaygın olarak Beden Kitle İndeksi (BKİ) kullanılıyor. BKİ, bireyin vücut ağırlığının (kg), boy uzunluğunun (m cinsinden) karesine (BKI=kg/m2) bölünmesiyle elde edilen orandır. Kişinin BKİ oranı 30 ve 30’un üzerindeyse obez, 40 ve 40’ın üzerindeyse morbid obez kabul edilir.Obezite dünyada giderek yaygınlaşıyor. Metabolizma bozuklukları haricinde tamamen beslenme alışkanlıklarına bağlı olan obezitenin önlenmesi için, çocukluk çağı oldukça önemlidir. Düzenli beslenmeme ve spor alışkanlığının olmaması yaşam tarzıyla bağlantısı olan obezitenin gittikçe artmasında rol oynuyor.Obezitenin önlenmesi büyük önem taşıyor. Erişkin çağdaki obezitenin temelleri bebeklik döneminde atılmaktadır. Bu nedenle obezitenin önlenmesi bebeklik döneminde başlamalıdır. Ailelerin ek gıdaya geçişte doğru besinleri, doğru miktarda vermesi gerekir. Obezitenin önlenmesi için öncelikle aile içerisinde çocuklara verilen beslenme eğitimi büyük rol oynamaktadır. Aileler bu konuda dikkatli ve özenli olmalıdır. Çocuklar okul çağına geldiği zaman beslenme konusunda daha da dikkatli olunmalıdır. Okullardaki kantinlerin ve beslenme programlarının sağlıklı beslenmeye uygun olduğuna dikkat edilmelidir. Diğer önemli bir nokta ise, çocukların fiziksel aktivitelerini arttırması amacıyla yatkın olduğu spor dalı belirlenip, teşvik edilmesi obezite ihtimalini düşürecektir.ÇOCUKLUK VE ERİŞKİN DÖNEMDEKİ OBEZİTENİN ÖNLENMESİ İÇİN ALTIN KURALLARÇocukluk döneminde obezitenin önlenmesi erişkin dönemdeki komplikasyonları azaltır.Bebekler, ilk 6 ay anne sütüyle beslenmelidir.6 aydan sonra, ek besinlere erken başlanmamalı, verilen ek besinlerin niteliği, miktarı çocuğun ayına uygun olmalıdır. Ek gıdalar verilirken biberon yerine kaşıkla beslenmelidir.Çocukların büyüme-gelişme dönemi takip edilmelidir.Çocuklara her gün kahvaltı etme alışkanlığı kazandırılmalıdır.Çocuklara yiyecekler hiçbir zaman ödül olarak verilmemelidir.Evde pişen yemeğin uygun miktarda tüketilmesi sağlanmalı ve öğün atlanmamalıdır.Yağ ve şeker oranı düşük, lif içeriği yüksek besin değeri fazla olan gıdalar tercih edilmelidir.Kademeli olarak fast food tüketimi azaltılmalı ve diğer abur cuburlar tüketilmemelidir.Gece yatmadan önce kalori bakımından yüksek yiyecekler tüketilmemelidir.Yiyecek ve içeceklerin mutfak masası gibi belli yerde tüketilmesi sağlanmalı bilgisayar ya da televizyon karşısında yemek yenmemelidir.Televizyon izleme, bilgisayar oyunları gibi pasif ev içi faaliyetler kısıtlanmalı, televizyon ve bilgisayar yatak odasına konulmamalıdır.Radyo, televizyon, gazete gibi kitle iletişim araçlarındaki eğitim köşelerinde obeziteye yer verilmelidir.Günlük 8-10 bardak su tüketimine özen gösterilmelidir.

Türkiye’nin yüzde 30’u obez

Türkiye’de yapılan bilimsel araştırmalarda, erkeklerdeki obezite oranının yüzde 20’lerde, kadınlarda ise yüzde 40’ın üzerinde olduğu vurgulayan Ersoy, “Toplam nüfusumuz baz alındığında da nüfusumuzun yüzde 30’unun obez olduğu ortaya konulmuş durumda. Yani Türkiye’de her 5 erkekten biri obez. Kadınlarda ise 3 kişiden 1’inde obezite sorunu var. Bunlar son derece ciddi ve üzerinde durulması gereken veriler. Çocuklara baktığımızda obezite yüzde 10 ve bu da yüksek bir rakam” dedi.Soruna sadece obezite hastalığı olarak bakmanın yanlış olduğuna dikkat çeken Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Emin Ersoy, “Ne yazık ki hekimler olarak sadece obezite ile mücadele etmiyoruz. Obeziteye bağlı ölümcül rahatsızlıklar daha da endişe verici” ifadelerini kaydettiİngiltere’de 700 bin kanser vakasının fazla kilolu ya da obez olduğunun saptandığını bildiren Prof. Dr. Ersoy, ülkede 2035 yılına kadar her 4 yetişkinden 3’nün obez olacağının tahmin edildiğini kaydetti. Prof. Dr. Ersoy, Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırma ile ilgili de şu yorumu yaptı: “Amerika’da yapılan bir çalışmada tüm kanserlerin yüzde 3,2’sinin obeziteye bağlı olduğu tespit edilmiş. Bu ülkede her yıl 102-135 bin arasında yeni kanser vakası tespit ediliyor. 2020 yılında ise dünya genelindeki kanser vakalarının yarısının bir şekilde obezite ile ilişkili olacağı hesaplanıyor. Gerek yaşam şartlarının ağırlığı gerekse kötü beslenme alışkanlıkları ya da koşulları dünya genelinde obezitenin hızla artmasına neden oluyor” şeklinde konuştu.Obezite görüntü değil sağlık problemidirObezitede asıl problemin görüntüsel olmaktan çok, sağlıkla ilgili yaşanılan problemler olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ersoy, obez hastaların yarısından fazlasının, yüksek tansiyon, diyabet, kalp ve solunum sistemi hastalıkları, eklem hastalıkları gibi problemlerle mücadele ederken, asıl önemli olanın ise bu hastalarda görülme sıklığı oldukça artan kanser olguları olduğuna vurgu yaptı. Prof. Dr. Ersoy, meme, kalın barsak, prostat kanserlerinin de obez insanlarda daha sıklıkla görüldüğünü bildirdi.Nüfusta obez artışı engellenmeliObeziteye karşı aktif önlem alınmaması durumunda gelecek nesillerin büyük tehlike altında olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ersoy, “Çocuklar daha fazla hareket ederek enerji harcamalılar. Bilgisayar ve tabletler hareketi engelleyen en önemli faktörler. Oyun amaçlı olarak her an elde tablet olmamalı. Tabii ki obezlerde tedavi de göz ardı edilmemeli. Obeziteye bağlı problemlerden uzaklaşmak için mutlak bu problem çözülmeli. Öncelikle cerrahisiz, tıbbi olan tedavileri öneriyoruz. Ancak gerek olduğunda cerrahi tedaviler ile bu önemli sorun mutlaka çözülmeli. Önümüzdeki yıllarda ülkelerin savaşmaları gerekli en önemli sağlık problemi obezite olacak. Bu problem ülkelerin üretim güçlerini azaltacak ve sağlık giderlerini önemli olarak artıracak. Çözüm, nüfusun obez olmasını önlemekte, obez olanların ise hızla tedavilerini sağlamakta. Ve unutmayalım ki mevcut veriler sadece aysbergin görünen yüzü” değerlendirmesinde bulundu.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ