‘Varlık Barışı’nda süre uzatıldı
Varlık Barışı düzenlemesinde başvuru süresi, 30 Haziran 2017’ye uzatıldı. Karar, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Kamuoyunda “Varlık Barışı” olarak bilinen düzenlemenin 31 Aralık’ta biten başvuru süresi, 30 Haziran 2017’ye uzatıldı.
Bakanlar Kurulu’nun “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun 7. Maddesinde Yer Alan Sürelerin Uzatılması Hakkında Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Kararı” Resmi Gazete’de yayımlandı.
Buna göre, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını Türkiye’ye getiren gerçek ve tüzel kişilerin, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf etmesine imkan sağlayan ve kamuoyunda “Varlık Barışı” olarak bilinen düzenlemede başvuru süresi 31 Aralık’tan 30 Haziran 2017’ye uzatıldı.
Bankalar varlık barışı ile nefes alacak
Hükûmetin yeni bir “varlık barışı” konusunda düğmeye basmasıyla yurt dışından gelecek sermayenin, kaynak ihtiyacı konusunda bankalara nefes aldırması bekleniyor. Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilmesiyle “varlık barışı” yeniden finans sektörünün gündemine oturdu. Tasarıya göre, gerçek ve tüzel kişilerce yurt dışında bulundurulan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının 31 Aralık 2016 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kurumlara bildirilmesi ve Türk Lirası cinsinden vergi dairelerine beyan edilmesi durumunda, varlıklarla ilgili vergi incelemesi, vergi tarhiyatı, soruşturma ve kovuşturma yapılmayacak.KREDİ MEVDUAT ORANI YÜZDE 120Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, varlık barışının ekonomiye, dolayısıyla bankacılık sektörüne taze kaynak girişi sağlayarak kredi imkanlarını artıracağını tahmin ettiklerini söyledi. Akben, küresel finansal kriz ile zaman zaman yaşanan siyasi ve ekonomik belirsizliklere rağmen, son 15 yılda bankacılık sektörünün kredi portföyünü istikrarlı bir şekilde büyütmeyi başardığını belirterek, ayrıca kredi imkanlarını açık tutarak reel sektörün en başta gelen finansman kanalı olmayı sürdürdüğünü kaydetti. Nitekim, 2015 yılı sonunda toplam kredilerin, toplam aktiflere oranının yüzde 63 ve milli gelire oranının ise yüzde 76 düzeyinde gerçekleştiğini aktaran Akben, kredi mevduat oranının da yüzde 120’ye ulaştığını dile getirdi. Akben, kredi büyümesinin mevduat başta olmak üzere yurt dışından sağlanan krediler ve öz kaynaklardan sağlanabildiğine işaret ederek, “Gelinen noktada, yurt dışı kredilere yönelen bankalarımızın kredi imkanlarını artırabilmeleri için tasarrufların ve öz kaynakların artırılmasının gerekliliği açık” dedi.TÜKETİCİLERDE AMAÇ YÜKÜ HAFİFLETMEK Geçen yıllarda hane halkı borçluluğundan kaynaklanan risklerin sınırlandırılması ve üretken yatırımların desteklenmesi amacıyla bir dizi politikanın hayata geçirildiğini anımsatan Akben, şunları ifade etti: “Özellikle tüketici kredisi ve kredi kartı borç yükünü sınırlandırmaya dönük bu politikalar neticesinde bireysel kredilerin artış hızında belirgin bir yavaşlama görülürken, ticari ve kurumsal krediler için ilave fon imkanı yaratılmış, böylece bu krediler toplam kredilerdeki artışın itici gücü haline gelmiştir. Nitekim son üç yıllık dönemde ticari ve kurumsal kredilerdeki yıllık artış hızı ortalaması yüzde 28 civarında gerçekleşmiştir. 2016 yılının ilk aylarında bir miktar yavaşlama olsa da, bu büyük ölçüde siyasi ve jeopolitik belirsizliklere, beklentilere ve tüketici güvenine bağlı olarak talep yönlü bir gelişme görünümündedir ve tarafımızca da yakından takip edilmektedir.”Sektör faiz indirimine hazır BDDK Başkanı M. Ali Akben, varlık barışının da pozitif etkisiyle gelecek dönemde beklentilerin iyileşmesine bağlı olarak artacak kredi talebinin, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faizleri düşürme yönündeki çabalarının da katkısıyla bankacılık sektörü tarafından rahatlıkla karşılanacağını kaydetti. Türk bankacılık sektörünün tabi olduğu düzenleyici çerçevenin uluslararası standart ve düzenlemelere uyumluluğunun sağlanmasının, BDDK’nın temel amaçlarından birisi olduğunu anlatan Akben, çalışmaların sürdüğünü paylaştı.
Kur silah olarak kullanılıyor
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) ve Sermaye Piyasası Kurulu’ndan (SPK) sorumlu Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli gündemde olan faiz ve FETÖ şirketleri gibi konularda Yeni Şafak’a çarpıcı açıklamalarda bulundu. TMSF’nin elindeki şirketlerin sayısında artış olduğuna dikkat çeken Başbakan Yardımcısı Canikli, bu sayının 719’a ulaştığını belirtti. KAYYUM YÖNETSEYDİ ŞİRKETLER TOPARLAYAMAZDIMali ve bankacılık sektörü açısından TMSF’nin elindeki şirketlerin borçlarından dolayı risk arz ettiği şeklindeki iddilara cevap veren Canikli, “Bu şirketlerin bankacılık sektörü açısından riskleri sıfır. Hiçbir riski kalmadı. Eğer TMSF’ye devredilmemiş olsaydı, mahkemelerin atadığı kayyumlar tarafından yönetilmiş olsaydı şu an bazı sıkıntılar olabilirdi. Orada rasyonel yönetim açısından bazı sıkıntılar vardı. Hatta o dönemde kayyum atanan firmalarda ciddi kan kayıpları meydana gelmeye başlamıştı. Satışları düşmeye, bankalar kredi vermemeye başlamışlardı.Orada ciddi sıkıntı yaşanıyordu. TMSF’ye devredildikten sonra bunların hepsi bitti. Hiçbir problemleri kalmadı. Bunlar şu anda yönetilmeye devam ediyor. Daha önce çok yoğun bir şekilde, TMSF’ye devredilmeden önce bankalar yoğun bir şekilde şikayet ediyordu” şeklinde konuştu.DALGALI KURU SİLAH OLARAK KULLANIYORLARBu dönemde birilerinin ‘Faizlerin artmasını isteriz’ diye tempo tuttuğunu aktaran Canikli, kurdaki dalgalanmaları bir kesimin koz olarak kullandığını ifade etti. Başbakan Yardımcısı Canikli, şöyle devam etti: “Hatta faizlerde bu artışı sağlayabilmek için kurdaki dalgalanmanın bir kısmını tetiklediklerini, organize ettiklerini söylemekte mümkün. Eğer faizi arttırmazsanız kurda daha çok büyük dalgalanma olur’ gibi bir örtülü tehditle bunu yaptırıyorlar. Ama şu an bunların bu şekildeki taleplerine kesinlikle sıcak bakılmıyor. Merkez Bankası faizleri arttırmadı. Bütün bu beklentilere ve baskıları rağmen arttırmadı. Bu da son derece önemli.” VARLIK BARIŞINDA KÖRFEZ BEKLENTİSİUygulamada olan ve 6 ay süreyle uzatılan Varlık Barışı’nın şu ana kadar yapılanlardan farklı olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı Canikli, şu açıklamalarda bulundu: “Türkiye’ye ciddi bir kaynak gelmesini bekliyoruz. Güvende hissetmeyen Körfez sermayesinden ciddi bir kaynak girişi var. Katlanacağını düşünüyoruz.” TMSF’YE GEÇİNCE 5 YILLIK REKORU KIRDIEllerindeki şirketlerden bazılarının borsada işlem gören ve halka açık şirketler olduğunun altını çizen Başbakan Yardımcısı Canikli, çoğunun zarardan kara geçtiğini söyledi. Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Örnek vermek gerekirse Koza Altın’ın TMSF’ye devrinden sonraki hisse fiyatları 15 Temmuz öncesinin de üzerine çıktı. Tarihi bir rekor kırdı. Bu durum diğerleri içinde geçerli. Yine Boydak Grubu’nun markalarından İstikbal ve Bellona’nın satışları tavan yaptı. 5 yılın en yüksek satışlarına ulaştı. Bu şirketler artık devlet tarafından yönetiliyor. Devletin güvencesi altında. Dolayısıyla FETÖ bağı ve ilişkisi kalmadı. Bu şirketlerde bankaların alacakları vardı. Bankaları şöyle tehdit ediyordu: Firmalar batarsa kayyumun elinde ödeyemez hale gelir ve bankalarda ciddi anlamda sıkıntı yaşardı. Şu anda hiçkimseden en ufak bir eleştiri ve sıkıntı yok. Gayet güzel yönetiliyor. Bankacılık sektörünün TMSF’ye devredilen şirketlerdeki riski sıfır.” AB FİTCH’İ SUÇÜSTÜ YAKALADITürk bankacılık sisteminin 2008’de rüştünü ispat ettiğini ve sağlam durduğunu söyleyen Nurettin Canikli: “tüm alanlarda güçlü bir pozisyon sergilediğini ifade eden Canikli, “Tüm bunlara rağmen geçtiğimiz ay Fitch Ratings derecelendirme kuruluşu Türk bankacılık sistemimizin notunun olumsuz olduğunu söyledi. Ardından 21 Aralık’ta Avrupa Komisyonu’nu bankacılık sistemimizin güçlü olduğunu açıkladı. AB’nin bu kararı Fitch’in söylediği sözü tekzip ediyor. Yalanlıyor adeta.” FAİZ İÇİN DİYALOGTAYIZCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yüksek faize ilişkin sözlerine de değinen Nurettin Canikli, bankalarla diyalogta olduklarını ve liberal bir politika izledikleirni söyledi. Canikli, “Bankalarla görüşerek aşırı rekabetten uzak durmalarını ve faizlerin yükseltilmesine neden olacak şekilde bir yarışa girmemelerini sürekli tavsiye ediyoruz, aktarıyoruz, görüşüyoruz, toplanıyoruz. Bu yöntemlerinde etkili olduğunu gördük” açıklamasında bulundu. BANK OF CHİNA FAALİYETE BAŞLIYORGeçtiğimiz mayıs ayında lisans alan Bank Of China’nın faaliyetlerine başlamaması ile ilgili konuya da açıklık getiren Nurettin Canikli, “Geliyor yakında. Çok kısa bir süre içerisinde faaliyete başlayacaklar. Tarih vermeyelim ama çok yakın bir zamanda diyebiliriz. O konudaki iradelerini beyan ettiler. Herhangi bir sıkıntı yok. 15 Temmuz’dan sonra bazı soru işaretleri ortaya çıkmıştı. Şu anda bu soru işaretleri tamamen ortadan kalktı” dedi.
Evlenen her çifte 40 bin TL
Evlenenlere ve ilk evini alanlara devlet katkısının kapısı açıldı. Bankalarda yeni hesaplar için işlemler de başlatıldı. Güneş’in haberine göre birikim yapanlar; çeyiz hesabı için 5 bin, konut hesabı için 15 bin liraya varan katkı payı alacak. Çiftler bunlardan ayrı ayrı yararlanıp, tutarı 2’ye katlayabilecek ve toplamda 40 bin lira desteğe kavuşabilecek.Çeyiz hesabının şartları5 bin liralık çeyiz hesabı desteğinden faydalanmak için çiftlerin uyması gereken şartlar şöyle belirlendi:- TL cinsinden mevduat veya katılım fonu olarak açılabilecek. – Düzenli ödeme gerekiyor. Alt sınır 100 lira, üst sınır bin lira. – Katılımcı, sadece bir kez 15 bin lira yatırabilecek.- Aylık ödeme planı seçilmişse 1 dönem içinde ödemenin 3 defadan fazla aksatılmaması gerekiyor. – Düzenli ödeme süresi 36-47 ay olanlar hesaptaki birikim tutarının yüzde 10’u; 48-59 ay arası olanlar yüzde 15’i; 60 ay ve üzeri olanlar için yüzde 20’si kadar devlet katkısı alacak.Konut hesabının şartlarıKonut hesabından faydalanmak için de şu şartları yerine getirmek gerekiyor:- Devlet katkısından yararlanarak ev almak isteyen vatandaşların TL cinsinden mevduat hesabı veya katılım fonu hesabı açtırması gerekiyor. – Devlet katkısından yararlanmak için konut alım tarihinden önce en az 3 yıl boyunca, aylık en az 250, en fazla 2 bin 500 lira yatırmak gerekecek. – Ödemeler 3’er aylık dönemler halinde de yapılabilecek. Bu durumda 3 ayda bir en az 750, en fazla 7 bin 500 TL yatırılabilecek. – Katılımcı, devlet katkısı ödemesi için ev alım tarihinden itibaren 6 ay içerisinde konut hesabının bulunduğu bankaya başvuracak. – Düzenli ödeme süresi 36-47 ay olanlar konut hesabındaki birikim tutarının yüzde 15’i (ödenecek tutar 13 bin lirayı geçemeyecek); 48-59 ay olanlar yüzde 18’i (ödenecek tutar 14 bin lirayı geçemeyecek).1 yılda birçok icraata imza atıldı Tasarruf sizden katkısı devletten
Maliyeden dev kampanya
Ağbal, vatandaşların yurt dışında bulunan varlıklarının ülkeye getirilmesini sağlamak amacıyla Varlık Barışı ile ilgili kanun çıkardıklarını ve buna ilişkin tebliğ düzenlemesi yaptıklarını hatırlattı.Birçok ülkenin de yabancı ülkelerde bulunan varlıkları ülkelerine çekmek için Türkiye’dekine benzer düzenlemeler yaptığını anlatan Ağbal, önce bu konuya ilgi duyacak kesimlerle diyaloğa geçerek işe başladıklarını söyledi.Bu kapsamda birkaç hafta önce finans sektörüyle, bankacılarla bir araya geldiklerini dile getiren Ağbal, kanunun uygulanması bakımından sektördeki bilgileri, değerlendirmeleri istişare ettiklerini, düzenlemenin vatandaş tarafından daha rahat uygulanması için neler yapılması gerektiğini ele aldıklarını ifade etti.Diğer taraftan Varlık Barışı’na ilgi gösterebilecek yatırım çevreleriyle ve danışmanlık şirketleriyle de görüşmelerde bulunduklarına işaret eden Ağbal, toplantılar sonucunda bazı konularda kanundaki açıklamaların vatandaş nezdinde yeterli olmadığı sonucuna vardıklarını bildirdi.”Varlık Barışı’nın detayları belli oldu Kanuna açıklık getirmek amacıyla daha detaylı bir tebliğ hazırladıklarını dile getiren Ağbal, şöyle konuştu:”Buradaki temel mesaj şu, vatandaşlarımız bu varlıklarını, yani paralarını, dövizlerini, hisse senetlerini, tahvillerini, menkul kıymetlerini, altınlarını gönül rahatlığıyla ülkelerine getirsinler. Bankalar, aracı kurumlar kendilerine kolaylık gösterecek, kendilerine yardımcı olacak. ‘Ben müracaat ettiğimde benden belge, bir takım dokümanlar isterler mi diye endişe duymasınlar. Yine yatırımcıların talebi üzerine çok basit bir form geliştirdik. Vatandaşımız o formu kendi dolduracak, bankaya müracaat edecek. Yurt dışındaki hesabını Türkiye’ye transfer edebilir veya gümrükten fiziken geçirip bankaya getirebilir. O formla beraber parasını yatıracak. Parası yatınca, banka ona bir dekont verecek. Başka hiçbir şey yapmasına gerek yok. Vergi dairelerine gelmesine gerek yok, hiçbir vergi ödemesi de gerekmiyor.””Ülkeler bilgi paylaşımına gitmeden varlığınızı Türkiye’ye getirin”Ağbal, ülkenin kaynak ihtiyacını bu şekilde karşılamak istediklerini vurgulayarak, 2018’e giden süreçte artık ülkelerin birbirleriyle bilgi paylaşacağına dikkati çekti.Bu anlamda Türk vatandaşlarını koruduklarını ifade eden Ağbal, “Çünkü vatandaşlarımız bu varlıklarını yurt dışında tutacak olurlarsa, o takdirde bilgi paylaşımına başladığımız andan itibaren her ülke diğer ülkenin bilgilerine sahip olacak. Vatandaşlarımıza diyoruz ki ‘Gelin bu bilgiler bizle paylaşılmadan siz kendiniz gönüllü olarak bize bildirimde bulunun, varlıklarınızı Türkiye’ye getirin. Getirdiğiniz zaman da istediğiniz gibi tasarruf edin. İster bankaya yatırın, ister şirket kurun.’ Bunlara da karışmıyoruz.” diye konuştu.Bankaların vatandaşlara paranın kaynağını sormayacağını anlatan Ağbal, “Parasını, dövizini, yurt dışından getiren vatandaşımızın getirdiği bu varlık artık onun için tertemiz, yepyeni bir başlangıç. Bunun geçmişte, içinde ne kadar kar var, ne kadar vergisi ödenmemiş, kazanç var onu sormayacağız. Geçmişle ilgili herhangi bir şey olmayacak.” ifadelerini kullandı.”Hiçbir konuda takibata geçilmeyecek”Maliyenin, varlığını getirecek vatandaşın yurt içindeki işlerine de bakmayacağını ifade eden Ağbal, şöyle devam etti:”Asla böyle bir şey söz konusu değil, hem kişinin kendisi için söz konusu değil hem de sahibi olduğu veya ortak olduğu şirketler için söz konusu değil. Burada karşılıklı güvene dayalı bir hukuki sistem oluşturduk. Kişi getirecek, parasını bildirecek. Kendisiyle ilgili hiçbir konuda takibata geçilmeyecek. ‘Acaba ben getirdim, Sermaye Piyasası Kanunu, Gümrük Kanunu, MASAK Kanunu bakımından benimle ilgili araştırma yapılır mı?’ Hiçbir araştırma bu nedenle yapılmayacak. Tebliğde çok açık ve net şekilde dedik ki vatandaşlar bu paralarını getirdiler diye hiçbir kamu kurumu kalkıp da sırf bu nedenle bir vergi incelemesi yapmayacak, vergi tarhiyatı, vergi cezası, idari para cezası kesmeyecek, bilgi dahi sormayacak, araştırma dahi yapmayacak. Çünkü yaparsa o zaman devlet olarak bizim verdiğimiz sözü o zaman biz yerine getirmemiş oluruz.””Yoğun şekilde kampanya yürüteceğiz”Tebliğ düzenlemesinden sonra yoğun temaslarının ve çalışmalarının olacağını bildiren Ağbal, Maliye Bakanlığı olarak Varlık Barışı Kanunu’ndan yararlanabilecek vatandaşlara yönelik yurt içinde ve yurt dışında bir takım kampanyalar, görüşmeler yapacaklarını, tebliği, kanunu anlatacaklarını kaydetti.Bu ay içinde yoğun şekilde Varlık Barışı ile ilgili bir kampanya yürüteceklerini anlatan Ağbal, “Ben inanıyorum ki vatandaşlarımız buna da büyük ilgi gösterecekler.” dedi.Varlık Barışı’na şu an itibarıyla talebin nasıl olduğunun sorulması üzerine Ağbal, kanun gereği Maliye Bakanlığına hiçbir bildirimde bulunulmadığına dikkati çekerek, kendilerinin bu kapsamda Türkiye’ye getirilen varlık miktarının ne olduğunu görmediklerini söyledi.Bu paraların ya bankalara geldiğini ya gümrüklerde beyan edildiğini anlatan Ağbal, “Dolayısıyla bu açıdan şu anda yapılan başvuruları miktar ve sayı olarak ifade etmek mümkün değil. Bankalar zaman zaman bize bir takım rakamları telaffuz ediyorlar ama şu an itibarıyla biz onu takip etmiyoruz. Biz en sonunda açıklayacağız, en sonunda değişik kurumlarla istişarelerde bulunduktan sonra başvuru miktarını da ortaya koyacağız.” şeklinde konuştu. Başvurular 31 Aralık’a kadar devam edecek”Tebliğ düzenlemesinin yatırımcıların zihninde oluşan birçok soruya cevap vereceğini dile getiren Ağbal, bunun akabinde başvuruların daha da artacağını düşündüğünü söyledi.Ağbal, “Benim gördüğüm şöyle bir şey var, kampanya yaparsanız, vatandaşa giderseniz, vatandaşı bilgilendirirseniz, vatandaş buna itibar ediyor. Yeniden Yapılandırma Kanunu’nun bana göre başarısının arkasında yatan temel etken buydu. Aynı kampanya anlayışını Varlık Barışı’nda da sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.Süre uzatımına gidilip gidilmeyeceğinin sorulması üzerine, Varlık Barışı başvurularının 31 Aralık 2016’ya kadar devam ettiğine dikkati çeken Ağbal, “Burada Bakanlar Kurulunun bu süreyi 6 ay uzatma imkanı var. Ama şu andaki birinci önceliğimiz yoğun bir şekilde aralık ayını bir kampanya olarak kullanmak. Aralık sonuna geldiğimiz zaman değerlendirmeyi yaparız. O değerlendirmeler çerçevesinde eğer gerekirse de uzatırız. Ama şu an o değerlendirme için erken.” dedi.
‘Varlık Barışı’nda tereddüte mahal yok
Bir televizyon programına katılan Ağbal mali disiplinin yönü hakkında Orta Vadeli Program ile birlikte açıklamada bulunacağını belirterek, “Mali disiplin konusunda varlık fonu bağlamında hiçbir tereddüte mahal yok. Mali disiplin konusunda kararlılığımız devam ediyor… orta vadeli programda, önümüzdeki süreçte, mali disiplinin yönü konusunda çok net açıklamalar da yapacağız” dedi.Ağbal dünyanın çeşitli ülkelerinde üç temel cins varlık fonu olduğunu, bunların “en iyi örnekleri” baz alınarak Türkiye Varlık Fonu’nun oluşturulacağını belirterek, “Fon gerek Türkiye’nin kalkınması için, gerek para piyasalarının istikrarı için, gerekse kamunun atıl varlıklarının daha verimli kullanılması amacıyla kurulacak” dedi.Ağbal kamuya ait malvarlıklarının “fona koyularak” menkul kıymetleştirileceğini, buradan gelecek gelirin kalkınma amaçlı projelerin finansmanında ve finans piyasalarına istikrar kazandırılması için kullanılacağını belirtti.Ağbal fon hakkındaki basında ve mecliste dile getirilen eleştirileri dinlediğini ifade ederek, “Gerek şeffaflık, gerek hesap verebilirlik, gerek rasyonel ve verimliliğe dayalı bir fon ve şirket oluşturulması konusunda tüm çalışmaları yapacağaız. Bence bu eleştiriler için erken davranılıyor, göreceksiniz 6 aylık süreçte fon ve şirkete işlevsellik kazandırılacak” dedi.Ağbal ayrıca fonun “uluslararası işbirlikleri” ve uluslararası kaynakla finanse etmek istediklerini belirtti.Fonun kurulması aşamasında şu anda çalışma usul ve esasları üzerinde çalışıldığını ve bunun bakanlar kurulu tarafından belirleneceğini ifade eden Ağbal, bunu fon içtüğüzünün çıkarılmasının takip edeceğini belirtti.Türkiye’nin ‘varlığı’ olacak Milli fonun şirketi kuruldu
KAYNAK : Yenişafak